Salihlerden Süleyman bin Seza'nın, namazını kılmakla beraber daima içki içen bir komşusu vardı. Onun içki içmesinden rahatsız olan Süleyman bin Seza, oğluyla müşavere ederek evlerini bırakıp başka bir yerde bir ev satın alarak oraya taşındılar. Aradan zaman geçti. O içki içen komşuları öldü. Onlar da artık ondan rahatsız olmayacaklarını düşünerek eski evlerine taşındılar.

Taşındıkları ilk günlerinde Süleyman bin Seza bir rüya gördü. Rüyasında evlerinin kapısı vuruluyordu. Kapıyı açınca uzun boylu bir zatla karşılaştı Boyu çok uzun olan bu zattan korkunca, o zat:

- Korkma, benimle gel, dedi.

Onu takip ederek yürümeye başladılar. Gide gide bir kabre vardılar. Uzun boylu zat:

- Şu kabri kaz, dedi.

Dediği gibi yaptı. O kabri kazdı. Kabrin içindeki kerpici de kaldırdıktan sonra kabirde çok büyük bir bahçe göründü. Bahçenin ortasında çok güzel köşkler, süslü tahtlar vardı. Bir de baktı ki, bir zamanlar sarhoşluğundan rahatsız olduğu için evini terk etmesine sebep olan komşusu bir tahtın üzerinde yatyor, Uzun boylu adam:

- Bunu tanıyor musun? dedi. O da:

- Tanıyorum ama, bu daima içki içen birisiydi. Bu makama nasıl kavuştu? diye sordu. Uzun boylu zat cevap verdi:

- Bu senin komşun, her namazın arkasından dört büyük halife için, Allah'a şöyle dua ederdi: Allah'ım, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali radiyallahü anhüm ecmain hazretlerine rahmet eyle. İşte Allah o dua ve dört büyük halife hürmetine bu zatı affetti.

* * *

Ebu Zerril Gıfari Hazretleri (r.a.) Hz. Peygamber Aleyhisselam ile beraber bir harpten dönerlerken, Hz. Peygamber, oradaki meşeliği göstererek, dedi ki:

- Ya Eba Zer, bu meşelikte Allah'ın acaib hikmetleri vardır, istersen bak.

Ebu Zer Hazretleri meşeliğe girdi. Dört budaklı çok güzel bir ağaç gördü. Her budağında bir yazı vardı. Sırasıyla budaklardaki yazı şöyleydi:

Birinci budak: "Ben Ebubekir içinim. Her kim ona dil uzatırsa, Allah'ın laneti onun üzerine olsun."

İkinci budak: "Ben Ömerül Faruk içinim. Her kim ona dil uzatırsa, Allah'ın laneti onun üzerine olsun.

Üçüncü budak: "Ben Osman içinim. Her kim ona dil uzatırsa, Allah'ın laneti onun üzerine olsun."

Dördüncü budak: "Ben Ali içinim. Her kim ona dil uzatırsa, Allah'ın laneti onun üzerine olsun."

Bu yazıların birincisi beyaz gül üzerinde kırmızı yazıyla, ikincisi kırmızı gül üzerinde beyaz yazıyla, üçüncüsü yeşil gül üzerinde nurdan bir yazı ile dördüncüsü ise kestane rengi bir gül üzerinde yeşil bir yazı ile yazılmıştı.

.

.

Ali Eren - Dini Hikayeler

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com