İslamda, emanete riayet etmek ve gereğini yapınak, esastır. Selam da bir emanettir. "Falana benden selam söyle" diye emanet edilen selamı da yerine ulaştırmak lazımdır. Suüdi Arabistan'ın Necid bölgesinden bir zat, Medine'ye Peygamberimiz (s.a.v.) in kabrini ziyarete geliyordu. Bazı insanlar, "Bizden Hz. Ebübekir ve Hz. Ömer'e de selam söyle" diye selam gönderdiler.

Bu zat, Medine'ye geldi. Peygamber Efendimiz Hazretleri'ni ziyaret etti. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer Efendilerimizi de ziyaret etti ama, kendisine verilen emaneti, yani onlara gönderilen selamı söylemeyi unuttu. Medine'den uzaklaştıktan sonra aklına gelince, ''Bu selamlar bana verilen birer emanetti. Bunları yerine ulaştırmam lazım" diye geri göndü.

Varıp, o insanların selamlarını tebliğ etti. Sonra beraber yolculuk yaptığı kafıleye yetişmek için acele etti. Fakat kafilesi uzaklaşmıştı. O kafileyle beraber Mekke'ye gitmek üzere yola o kafileyle beraber çıkmışlardı. Onlara yetişemiyeceğini anlayınca, tekrar Peygamber Aleyhisselam'ın kabrine geldi. Orada uyuyakaldı. Rüyasında, Peygamberimiz'i, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'i gördü. Hz. Ebubekir:

- Ya Rasulüllah, işte o adam burada, diyordu. Peyamberimiz Aleyhisselam:

- Evet, gördüm, buyurduktan sonra o zata iltifat etti ve elinden tutup kaldırdı.

Uyandığında, adam kendisini 500 kilometre mesafede bulunan Mekke'de Harem-i Şerifde buldu Kendisiyle beraber Mekke'ye gitmek için yolda olan hacılar gelene kadar orada ibadetle meşgul oldu.

.

.

Ali Eren - Dini Hikayeler

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com