Musa Aleyhisselam'ın amcasının oğlu, bir rivayete göre eniştesi de olan Karun, Hz. Musa'ya samimi olarak inanan, gündüzleri oruç tutup geceleri ibadet eden, fakir bir kimseydi. Daha sonra çok zengin oldu. Dilimizdeki “Karun gibi zengin” sözü onunla ilgilidir.
Rivayete göre, Karun'un sadece hazinelerin anahtarları 70 ve 100 deve yükü idi.
Önceleri ibadet ve itaatına düşkün olan Karun, zengin olunca maalesef ibadetlerini önce gevşetmeye daha sonra da ihmal etmeye başladı. Kendisi çok aşırı bir zengin olduğu için, Hz. Musa ona Allah'ın emri olan zekat vermesini hatırlattı. Karun zekatını hesap edince, önüne büyük bir rakam çıktı. Bunu vermek istemedi. Musa Aleyhisselam kendisine ne kadar nasihat ettiyse de hiç kar etmedi. Zekat diye bir şey kabul etmiyordu. Hatta Musa Aleyhisselam'a karşı gelerek, kendisinin haklı olduğunu isbata çalıştı. Hz. Musa'yı söz düellosuna çağırdı. Karşılıklı konuşalım, kimin haklı olduğu ortaya çıksın diyordu.
Bir taraftan böyle söylerken bir taraftan da fahişe bir kadını kandırdı. Ona bol mal vermeyi vadederek Hz. Musa'ya iftira etmesini teklif etti. Kadın da mal ve paraya tama ederek kabul etti. Hz. Musa konuşurken müdahale edilecek ve o kadınla zina ettiği söylenecekti.
Musa Aleyhisselam konuşma sırasında "zina edenlerin taşlanarak öldürülmesi gerektiğini" söylediği sırada, Karun müdahale etti. Dedi ki:
- Ya Musa sen de zina etsen bu ceza sana da tatbik edilecek mi?
Hz. Musa, kim suç işlerse işlesin bu ceza ile cezalanacağını söyledi. Bunun üzerine Karun:
- Ya Musa, sen işte şu kadınla falan vadide zina etmişsin. İstersen kendisi söylesin, hatta karnındaki çocuk da sendenmiş, dedi.
Kadının konuşması için fahişeyi ayağa kaldırdı. Fahişe, kendisine anlatılanları konuşmak üzere ayağa kalktı. Allah'ın bir hikmeti olarak, Musa Aleyhisselam'a iftira edeceği yerde, doğruyu konuştu:
- Ey İsrail oğulları! Hz. Musa'nın bundan haberi bile yoktur. Karun, bir çok mal vermek vadiyle Musa'ya iftira etmek için bana teklifte bulundu. Musa Allah'ın peygamberidir. Ona bu iftirayı atmaktan Allah'tan korkarım.
Musa Aleyhisselam, bunun üzerine celallendi. Karun'a:
- Ey Allah'ın düşmanı! Bunları, zekat vermemek için mi yapıyorsun? Beni mahcup etmekle gayen nedir? dedi. Daha sonra Hz. Allah'a iltica ederek:
- Allah'ım, Karun'un yaptıklarını sen biliyorsun, dedi ve onun aleyhinde duaya başladı.
O sırada Cebrail Aleyhisselam:
- Ya Musa, Allah yeri senin emrine verdi, dedi. Musa Aleyhisselam da yere emrederek şöyle buyurdu:
- Ey yer, bunu yut.
Toprak, bunun üzerine Karun'u önce dizlerine kadar, sonra yavaş yavaş tamamen yutmaya başladı. Karun bu arada Musa Aleyhisselam'a yalvardıysa da Hz. Musa hiç aldırmadı. Böylece, adamlarıyla beraber gömüldü gitti.
Bundan sonra Hz. Allah Musa Aleyhisselam'a I)uyurdu ki:
- Ey Musa, Karun sana dört defa yalvardı, sen kabul etmedin. Bana hiç yalvarmadı. Eğer bana bir defa yalvarsaydı, ben onu affederdim.
Bu, Allah'ın rahmetinin genişliğini anlatır. Karun toprak tarafından yutulduktan sonra, bazıları konuşmaya başladılar:
- Musa, Karun'un mallarını ele geçirmek için onun aleyhine beddua etti ve mallarına kondu.
Bunu duyan Musa Aleyhisselam:
- Ya Rabbi, onun mallarını da yere batır, buyurdu. Karun'un malları da yere battı.
Böylece Karun'dan da mallarından da sadece acı bir hikaye kaldı. Bu hadise müslümanlar için ibretli bir hadise olarak din kitaplarına intikal etti.
Müslüman, Allah'ın kendisine verdiği az-çok ne ise ona kanaat etmelidir. Çok isteyipte, Allah'ın emirlerini unutmamalıdır. Eğer Allah'tan zenginlik isteyecekse, şöyle dua etmelidir:
Allah'ım, bana bol ol zekat vermek nasip eyle.
.
.
Ali Eren - Dini Hikayeler
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !