*  Resulü Ekrem (Sallâllâhü aleyhivesellem) efendimizin, ümmetinden olmak nimetine nail bulunuyoruz.   Yarabbi! Bu ne büyük nimet! Su kudsî nimetin icap ettiği yüz binlerce şükran vazifesinden yalnız birisini ifa için o Nebîyyi Zîşanımızın ve onun muhterem âl ve evlâdiyle ashabı kuramının fazail ve mehasinini madamelhayat yazmakla, yad etmekle meşgul olsak yine bu şükran vazifesini asla yerine getirmiş olamayız. Bu; bir hakikattir, âcizleri bu hakikate mu'tekid, bu hususta aczimi müdrik olduğum için bir şey yazmaya cür'et edememekte idim. Zaten bu hakikat, bütün müslümanlarca müsellemdir. Nebiyyi Alışanımızın kudsiyetini, âl ve evlâdının necabet ve ulviyetini, ashabı kuramının mübeccel kadr ve kıymetini takdir etmeyen ve bunu tasvirden aczini mu'terif bulunmayan kim vardır?.

Evet... bu âlî zevatın kudsiyetini, fazail ve mehasinini yazmaya hangi kalem muktedir olabilir. Bu kemalât ve maliyi bu mehasin ve mekârimi dinimize mensup olmayan bir takım münsif ilim sahipleri de vakit vakit itirafa mecbur kalmaktadırlar.

* Ancak şu günlerde gerek bazı matbuat sütunlarında ve gerek bazı risalelerde ashabı kiramdan bazıları hakkında yanhf mutalealar yürütüldüğüne, yanlış hükümler verildiğine muttah oldum, hattâ bu bapta yazı yazanlardan bazıları, fikirlerinin, kanaatlerinin doğru olup olmadığını ulemayı islâmiyeden ve bilhassa müftülüğümüzden sormaya lüzum görmüş bulundular, bunlara cevap verilmesi, o yazıları okuyup müteessir olmuş zatlar tarafından da istenildi.

Şu kadar var ki bu suallerin, istizahların bir kısmında samimiyet görülmemektedir.    O yazıların sahipleri,    kendilerince kat'î   surette   verdikleri   hükümlere   başkalarının da iştirakini temin veya iddialarının kuvvetli olduğunu okuyucularına işrap  için bu suallere lüzum görmüşlerdir.

Maamafih bu sualler ile yok yere bir münakaşa kapısı açılması gayesi de istihdaf edilmiş gibi sanılmaktadır. İslâm âleminde lüzumsuz yere münakaşalara, tefrikalara sebebiyet yerecek suallere, yazılara cevap verilmesi ise elbette muvafık olmaz.
Bu cihetle bir müddet tereddütten kendimi alamadım. Fakat bilâhara bir münakaşai kalemiye tarzında olmaksızın ve sual sahipleri nazara alınmaksızın mücerred bir hakikatin tecellisine hizmet etmeği ve dinî, tarihî bazı hâdiselerin hakikî mahiyetini göstermeğe çalışmayı bir ilmî vazife telâkki ederek bu hususta razı şeyler yazmaya karar verdim.

* Vakıa daha mufassal bir eser yazmak isterdim, fakat resmi ve ilmî vazifelerimin çokluğu ve ikmaline çalıştığım sar bir esim ilmî eserlerin mevcudiyeti bu hususta dilhal im üzere etraflıca bir eser yazmaya mani' olmuştur.

Maahaza bu baptaki suallere,   istîzahlara bir cevap teşkil aden bu muhtasar risalem, bir hakikatin inkişafına yardım ederse  bazı kalplerdeki ukdeleri, şüpheleri çözüp giderebilirse ve bir kısım  din kardeşlerimin bu husustaki arzularını yerine getirerek din büyükleri hakkındaki muhabbetlerinin, hürmetlerinin  hizmet edebilirse bundan dolayı da ayrıca şükran secdesi için barigah ahadiyete kapanarak yüzümü yerlere sürmeği bir vecibe bilirim.

وماتوفيق الاباالله

 

   
© incemeseleler.com