Mutedde olan kadın, bir şüpheye mebni, muvakaa edildikte, sebep teceddüd ettiği için, bir iddet daha lâzım gelmekle, iki iddet tedahül etmiş (birbirinin içine girmiş) olur, şöyle ki: Bir kimse kendinin bainen mutallâkasını, rec'îyyen mutallâkası gibi, iddet esnasında kendisine helâl olur, zanniyle — muvakaa — eylese, yahut iddet beklemekte olan meptutesini (yâni üç talâk ile boşadığı zevcesini), —hullesiz— tezevvüç ve ona dahil olduktan sonra, nikâhın fesadına mebni, araları tefrik olunsa ve yahut bir mutedde — hataen — bir kimse ile zifaf olsa, yahut zevcinin vefatından veya tatlik etmesinden dolayı, henüz mutedde bulunan kadını, bir kimse — fâsiden — tezevvüç edip, takarrup ettikten sonra, aralan tefrik edilse — ki işte bunlar «şüphe ile vika edilme» nevileridir — kezalik, bir kimse kendinin muteddesini şer'î nikâh ile tezevvüç edip — duhulden sonra ve hattâ, duhulden ve halvetten evvel — (1) yine tatlik eylese, ikinci olarak lâzım gelen iddet, evvelki ile tedahül edip, kadının gördüğü hayiz, iddetlerin ikisine de mahsup olur:
İkinci iddet, kendi sebebinden başlayarak, evvelkinin müddeti tamamladıktan sonra, ikincinin noksanı itmam olunur. Meselâ, ikinci takarrüp — ki, şüphe ile muvakaadır — üç hayiz ile itidad halinde bulunan kadının, bir hayiz gördüğünden sonra, vukubulsa ona ikinci defa, müstakil üç hayiz dahi görmek lâzım gelmeyip, gördüğü ilk hayiz kendinin, birinci iddetine âit olduğu gibi, ondan sonra göreceği iki hayiz dahi, ona ait olarak, birinci iddet, onlarla hitam bulmuş olmakla beraber, o iki hayiz, hem de ikinci iddetine mahsup olarak, onun yalnız bir hayiz ile, itmam olunması lâzım gelir.
Eğer, ikinci — muvakaa — hayiz görmeden vukubulmuş ise, ona üç hayizden başka bir şey lâzım gelmez ki, o üç hayiz, altı hayiz makamına kaim olur.
Eşhur ile olan iddet dahi öyledir ki, ayise olan mutallâka, iddeti arasında — şüphe ile mevtue oldukta — iddetler tedahül etmekle, ikinci iddetini, — geçen hesap veçhile — eşhur ile itmam eder.
Vefat üzerine, mutedde olan kadın, eşhur ile itidadı esnasında — şüphe ile mevtua — olur ve kendisi hayiz sahibi dahi, bulunur ise, gördüğü hayizi üçe iblâğ ve ikmal eder. Eğer eşhur esnasında kan görmediyse, tam üç hayiz görmek lâzım gelir.
Gerek talâk veya fesih muteddesi ve gerek vefat muteddesi, gebe değil iken, iddet esnasındaki — şüphe ile — mevtue olmak sebebiyle gebe olsa, biri kurû veya eşhur ile, ve diğeri doğuma mebni olmak üzere, iki iddet lâzım geleceğinden, bunlar tedahül etmekle, kadıncağızın iddeti, ancak doğum ile munkaziye olur. Meğer ki, zevcin vefatından sonra hâdis olan gebeliğin, zinâdan ileri geldiği tebeyyün etmiş ola.
Zinâ için iddet olmadığından, o halde kadın ancak, vefat iddetiyle mutedde olur.
Nitekim, sabî zevcin vefatından sonra, hâmil olan kadın, zevcinin vefatında hâmile olmadığı için, — icmaan — vefat iddeti ile mutedde olur.
------------------
(1) Çünkü, evvelki akit, sahih olsun olmasın, ondaki duhul, akdi sânî sahih olmak şartiyle, ondaki duhul hükmündedir; zira evvelki takarrubün eserini bekası cihetiyle —- ki, iddettir — kadın onun muteddesi demektir. Amma, akdi sânî, sahih değil ise, onda duhul veya halvet olmadıkça, iddetin istinaf ve tedahülünü müeddi bir sebep olmamakla, kadına ancak evvelki iddetini, itmam lâzım olur. Çünkü, fâsid akidde zevc — takarruba — şer'ân mütemekkin olmadığı için, o akid, hükmen — muvakaa — sayılamaz.