Savm ki, muttekinin licamı ve ebrar ile mukarrebinin riyazidir. (Licâm - dizgin, riyâz - bahçedir). Cevherede beyan edildiği üzere, savmı umûm ve savmı husus ve savını hususul-husus olmak üzere, oruç üç derecedir.
Umumun savmı, nefsi muftırattan menetmektir.
Hususun savmı, muftırattan men ile beraber, sem'i ve basarı ve lisanı ve eli ve ayağı velhâsıl cemii cevarihi, günahlardan meneylemektir.
Hususul-hususun savmı: Kalbi dahi, âdi duygu ve dünyevî düşüncelerden uzak tutup, onu mâsivadan külliyyen menetmektir.
İftar, savmın şer'î hakikati olan, hususî imsakin zıddı olmakla, muftirat lâfzından, imsak mukabili olan şeyler mânâsını kasd ederek, iftarı, hem bâdel-imsâk ifsada ve hem imsaksizliğe şâmil kılacağız.
İftarın, ramazan orucuna yahut sair oruçlara teallûku, ve amd yahut hata suretiyle vukuu ve bir özre mebni olup olmaması ve muftırın nevi itibariyle, levazımı dahi, muhteliftir ki, kiminde yalnız kazâ ve kiminde, hem de kefaret, yahut fidye veyahut gündüzün bakiyyesini, imsak lâzım gelir.
(Muftırat) yiyecek, içecek tenavülüne ve bilfiil cinsî münasebat icrasına münhasır değildir. Gerek gıda, gerek devâ nevinden olsun, ekl ve şürb etmek ve hattâ, ne gıda ve ne devâ olarak, yenilmeğe ve içilmeğe salih olmayanı yutmak, orucu bozduğu gibi, hukne nevinden her hangi bir şeyin dahile sokulması ve boğaza yahut genize âtideki beyan veçhile bir şey vusulü dahi, orucu bozar ve ifsat eder.
İhtilâm müstesna olmak üzere, cinsî münasebet olmadan meninin inmesi dahi, savmı ifsat eder.
İstikae dahi, istimna gibi orucu müfsittir. (İstikae, kusmak ve istimna, meni getirmektir.)
Muftırattan olup ta, nisyana iktiranından dolayı orucu nakz ve ifsat etmeyen, ve muftirattan olmayıp ta, bâzı içtihat veya tevehhüme mebni, muftır sanılan şeyler dahi olmakla, evvelâ onlar, ve sonra (kazayı mucip...) olan muftırlar, zikrolunur.