Secdei-şükür dahi, — kavli müftâbih — üzere, sevap üzerine taattir ki, sürûr ve tebşir vaktinde (1) Allahü teâlâya şükür ederek, secdeye varmak vardır ve sevaptır. Hazreti seyyidül-kâinatta ve sahabesinde vâkî olmuştur (2).

Şükür secdesi, — şartları ile — tilâvet secdesi gibidir. Tekbir ile varılır ve Cenab-ı Hakka, hamd ve şükür ve tesbih olunup, tekbir ile kalkılır.

------------------

(1) Bunların biri rüyet ve müşahede haline ve biri ademi-müşahede haline masruftur. İlâhî nimetler ibada müstemirdir. Şükür secdesi, nimetin yenilenmesine veya belânın define mebni olmuş olur. Cenab-ı risâletmeâb, bir cüceyi gördüklerinde, şükür secdesine varmış oldukları gibi, ümmetleri hakkında, şefaatlerinin makbuliyyeti, — Cenab-ı Hak tarafından — kendilerine tebşir buyuruldukta dahi, üç defa şükür secdesine varıp, her defasında, kendi şefîane duâları ve âlîcenabâne istişfaları üzerine, ümmetlerinin bir sülüsü kendilerine bahşolunduğu tebşîr olunmasına teşekküren, bârigâhı perverdigâra, secdei şükranda bulunduklarını, beyan buyurmuşlardır. Sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem.

(2) Hazreti Fahri Kâinat, ebi Cehlin kesik başını gördüklerinde beş defa secde-işükür etmişler ve Hazreti Ebubekir, yemamenin fethinde ve müseylemenin katlindeve Hazreti Ömer, yermükün fethinde ve Hazreti Ali, havariçlerin reisi olan zus-sediyyeyi maktul gördüklerinde, şükür secdesine varmışlardır.

   
© incemeseleler.com