Teravih kılmak, rical ve nisaya sünneti ayni müekkededir (2). Onda, cemaat olmak sünneti kifayedir.

Teravih vaktin sünnetidir (3). Savmın sünneti değildir. Binaen âlâ hâzâ oruç tutmayan hasta ve yolcuya, teravih kılmak sünnet olduğu gibi, gündüzün sonunda, ehli salât olana (4) dahi, o akşam teravih kılmak, mesnun olur.

Teravihte cemaat, sünneti kifaye olduğundan, bir takım kimseler onu, mescidde cemaat olarak kılıp, sair kimseler (5), evlerinde münferid olarak kılsalar, sünneti terk etmiş olmazlar (6).

Teravihi cemaat olarak, evinde kılan kimse, sahih olan budur ki, iki faziletin birine nail olmuştur: Cemaat bir fazilettir.

Mescitte cemaat ise, diğer bir fazilettir. Teravih, evde cemaatle kılan, faziletin birini işlemiş, ve ötekini terk etmiştir. Cemaat meşru olan, her namazda elbette, mescit efdâldir. Çünkü, onda cemaatin teksiri, ve şiarı İslâmın, izharı vardır (7).

Teravihin vakti, yatsı namazından sonra, fecrin tulûuna kadar olan zamandır.

Teravih, yatsıya tâbî olduğundan (8) vitri, teravihten evvel veya sonra kılmak, sahih olup sonra kılmak, efdâldir. Evvel kılmak dahi. sahih olmakla, teravihin bir miktarı, cemaatle kendisini fevt eden kimse, imam vitire kaim oluverirse, vitri beraberce kılıp (9), ondan sonra, teravihten kalanı kılar. Onun bir miktarını unutup, vitirden sonra hatırlayan, münferit dahi böyle yapar.

Alâ kavlin, teravih vakti yatsıdan sonra ve vitirden evveldir. Ve bu kavl, müraccahtır (10).

Teravihi, gecenin üçte birinden evvelceye, yahut gecenin yarısından evvelceye kadar, tehir etmek müstahaptır. Gece yarısından sonra, teravih kılmakta ihtilâf olunmuştur: Bâzılar, mekruh olur, zîra teravih, yatsıya tâbidir, yatsının, sünneti gibi olmuştur, dediler. Bazılar, mekruh olmaz, zîra gece namazının, haddi zâtinde (11) efdâli, gecenin âhirinde kılınanıdır, dediler. Ales'sahih, mekruh olmaz (12). Ve lâkin güzel olan, kaçırma korkusuna mebni, o kadar geciktirmemektir.

------------------

(1) Teravih namazı, bâzı kitaplarda böyle müstakil fasılda ve bir çok mütedavilâtta, nafile bâbı mesaili sırasında, ve kudurîde ve Hidayede (Ramazan ayı kıyamı) unvanı altında mezkûrdur. Tesabih tesbihin cemi olduğu gibi, teravih dahitervîhin cemidir. Tervih, kendini rahatlandırmaktır. Teravih kıldırmak mânâsınada gelir. Tervîha, Ramazan gecelerine mahsus olan namazın, her dört rekâtınaitlâk olunmuştur ki, onu bir tervîh takip etmekte, yâni her dört rekâtta bir, oturulup, istirahat olunmaktadır. Mücaveret veya istilzam münasebetine mebni, o namazın, her dört rekâtına tervîha denilmiştir. Teravih, yirmi rekât olduğu için,beş tervîhadır. Bunda ve sair namazlarda, her iki rekâta bir şefa' dediğimiz gibi,bilhassa, bu namazın her dört rekâtına, bir tervîha diyeceğiz.

(2) Aynı sünnet, sünneti kifaye mukabilidir. Farzı aynı ve farzı kifaye gibibu kitabın ahkâmı teklifiyye bahsine bakınız.

(3) Hadîsi şerifte, Cenab-ı Hak size ramazanın orucunu farz kıldı, ben debkıyamını size, sünnet kıldım, buyurulmuştur.

(4) Temiz olan, âdetli veya lohusa kadına, ve ihtida etmiş olana ve bülûğaerene.

(5) Fukahanın, mutlak olan ifadeleri muktazası, teravihte cemaat, mahalleahalisi için değil, belde ahalisi için, sünneti kifaye olmak iken, müellifin müfâdıkelâmı, mescidi olan her mahalde ahalisi için olmaktır ki, müteaddit mescidleri bulunan, beldede yalnız bir mahalle mescidinde, cemaat olunmakla, diğerlerinden sünnetsâkıt olmayacak demektir.

(6) Ashab ve tabiinden, bâzı kimselerin, tehallüfü mervidir.

(7)Teravihte cemaat matlûp olmaktan, onu cemaatle kılmanın fazileti, münferiden kılmanın faziletinden ekser olduğu anlaşılır. Bu fazilet, farzda olan cemaatfazileti gibi, yirmi yedi veya yirmi beş derece, muzaaf olmak veçhile midir? Yoksa

bunda mütahakkak olan: adet ile mukayyed olmayıp, sevabı tezyîd edici olmak mıdır? Bu sual - tedaî vech üzere - cemaatle kılınan sair tetavvuda dahi, irad olunur, tahrîr oluna.

(8) Hattâ, yatsının fesadı tebeyyün edip, teravihin ve vitirin fesadı olmasa,evvelâ yatsıyı ve sonra teravihi, iade ederler. İndel-imam, vitir, mahallinin gayrideolduğundan dolayı, mutlak nafile vâki olduğu için, iade etmezler. Sahih olanbudur.

(9) Çünkü, onu ramazanda cemaatle kılmak, gecenin son sülüsünde bile - münferiden - kılmaktan efdâldir. Cemaatle teravih kılıp ta, vitiri isticalen - alel-infiradkılanlar, isabet etmezler.

(10) Teravih, kıyamı-leyl olduğu için, gecenin tamamı yâni, gerek yatsıdansonra veya evvel, gerek vitirden evvel veya sonra olsun, ona vakit olmak üzere,dahi asılda, bir - gayri musahhah - kavl mezkûrdur. Demek ki, bunda üç kavlvardır. Onlardan iki evvelkiler, musahhahtır. Semerei-hilâf, bir veya iki tervihanın kaçırılması suretinde, zahir olur ki, onunla iştigal takdirinde, vitiri - cemaatlekılamayacak olursa - ikinci kavle göre onunla iştigal eder. Evvelki kavle göre,

vitiri kılar.

(11) Yâni, teravihe nazaran değil.

(12) Tahrimen mekruh olmaz, demektir. Ve illâ, evlâya muhalefet sabittir.Buna, müellifin «lâkin ehabb olan...» kavli delildir.

   
© incemeseleler.com