Salâtı-hacet dahi menduptur. O da, iki rekâttır (2). Abdullah İbni ubey (R.A.) hazretlerinden mervîdir ki, Hazreti Rasûlü ekrem efendimiz: Bir kimsenin, Hak celle ve âlâya, yahut beni, âdemden birine (3), bir haceti olduğunda, güzelce abdest alsın (4), sonra iki rekât namaz kılsın, sonra Hak teâlâya senâ ve Rasûlüne salât getirerek şöyle desin buyurmuşlardır :
$
Bunu okur, sonra dünya ve âhiret işlerinden dilediğini ister (5). Şu dahi namazdan sonra olan hacet talebi duâlarındandır: (6).
$
(Müellifi merhum, namazın mekruhlarında, tesbih namazı malûmdur, deyip geçmiş ve bu bapta, onu zikretmemiş olduğundan, biz onu burada zikredeceğiz):
Ashabı sünen, hazreti İkrimeden (7) ve o dahi, Hazreti İbni-Abbastan rivayet etmişlerdir ki, Hazreti Rasûlü ekrem (S.A.) muhterem amcaları, Abbas bin Abdulmuttalip hazretlerine buyurmuşlar: Yâ amcam, sana on hasleti haber vermekle ikram etmiş olayım ki, onu işlediğin vakit günahının evveli ve âhiri, yenisi ve eskisi, hatası ve teammüdîsi, küçüğü ve büyüğü, gizlisi ve alenîsi, mağfur olsun, dört rekât namaz kılarsın, her rekâtında sûre-i fatihayı ve diğer bir sûreyi okursun, ve kıraetten evvel 15 kere (Sübhanallahi vel-hamdülillahi ve lâilâhe illallahü vallahü ekber) dersin, kıraetten sonra dahi, on kere ayni tesbihi edip rükûa varırsın, rükûda olduğun halde dahi, onları on kere ve rükûdan doğrulduğunda dahi on kere ve secdeye vardığında on kere, ve iki secde arasında on kere, ve ikinci secdede dahi, onları onar kere okursun ki, mecmuu, her rekât için yetmiş beştir. Bunu rekâtların dördünde dahi yaparsın dört rekâtın mecmuu tesbihleri üç yüz eder (8). Rükû ve sücudun, asıl tesbihleri, başkaca ve evvelce okunur. Muktedir olursan, bu namazı her gün kıl, her gün kılamazsan ayda bir kerre kıl, onu da yapamazsan yılda bir kerre kıl. Onu da yapamazsan ömründe bir kerre kıl (9).
Tesbih namazı, kendisine rağbet olunur. Onu her zaman itiyat etmek ve ondan tegafül ve tekâsül etmemek müstahaptır. Onu kılan, rükûda üç kere (sübhane rabbiyel-azîm) ve sücudda üç kere (sübhane rabbiyelâlâ) demekten başlar ve ondan sonra mezkûr tesbihleri okur.
Ramazanı şerifin son onundaki geceleri ihya etmek (10) menduptur.
Hazreti Âyişe (radiyallahü teâlâ anhâ) dan mervî olduğu üzere, Hazreti Rasûlü ekrem efendimiz, ramazanın son on günü dahil oldukta, leyli ihya ve ehlini ikaz ve ibadette cehd ederlerdi. Maksat, leylei kadri ihyadır. (Kadir gecesini ramazanın son onanda arayınız) hadîsi müttefekü-aleyhtir! O mübarek gecedeki amel, ondan hâlî olan, bin aydaki amelden hayırlıdır. Hadîsi şerifte: Leylei kadirde, îmanen ve ihtisaben kaim olanın günahlarının geçeni ve geleceği mağfur olur, buyurulmuştur. (İhtisaben demek, sevabını, indallah gözetmek kasdiyle demektir) (11).
İki bayram gecelerini, yâni ramazan ve kurban bayramlarının ilk gecelerini, ihya etmek menduptur. Hadîsi şerifte «Bayram gecesini ihya edenin kalbini, Allah, kalblerin öldüğü gün ihyâ eder.» buyurulmuştur (12).
Seyyidül-istiğfâr dahi şudur:
Seherlerde istiğfarı çoğaltmak müstahaptır: Cenab-ı Hak, seherlerde istiğfar edenleri zâriyat sûresinin on sekizinci âyeti kerimesinde şöyle methedilmiştir:
$
$
Bayram gecelerinde duâ müstecaptır.
(Şabanın nısfı, gecesinin ihyasına âit ehadisi okuyunuz).
Zilhiccenin ilk on gününü ve gecelerini (13) ihyâ etmek menduptur. Hadisi şerifte «Cenab-ı Hakka ibadet etmek için, Allah katında zilhiccenin on gününden daha sevimli günler yoktur,» buyurulmuştur. Onlardan her bir günün orucu, sene orucuna ve her bir gecenin kıyamı leyle-i kadrin kıyamına muâdil tutulur demektir. Ve diğer hadîste: «Arefe orucu (14) biri geçmiş ve biri gelecek iki seneye kefarettir. Aşure (muharremin onu) günü orucu (15) geçmiş bir seneye kefarettir.» buyurulmuştur (16).
Şaban ayının nısfı gecesini, ihya etmek menduptur (17). O mübarek gece, senenin zenblerini ve cuma gecesi, haftanın zenblerini ve kadir gecesi, ömrün zenblerini mükeffir (örtücü) dür. Hem de, o mübarek gecede: rızıklar, eceller, zenginlik, fakirlik, ölümler, doğacaklar ve huccacın adedi takdir olunur. Hak celle ve âlâ, onun hakkında «Bütün hikmetli işler o gecede tefrik olunur. » (Dühan: 4 buyurmuştur. O mübarek gecede, Cenab-ı Hak, hayrı yağmur gibi yağdırır.
Beş gece vardır ki, onlarda duâ merdud olmaz: Cuma gecesi, Recebin ilk gecesi, Şabanın nısfı gecesi, ramazan bayramı gecesi ve kurban bayramı gecesi.
Bir hadîsi şerifte: «Beş geceyi ihya edene, cennet vâcib olur»: Terviye gecesi, (18) arefe gecesi, îdi-fıtır gecesi, îdi-adhâ gecesi, şabamn nısfı gecesi buyurulmuştur. Efendimiz hazretleri, buyurmuşlardır ki; «Şabanın nısfı gecesi kaim, gündüzünü saim olun. Zira, o gece güneş battıktan sonra, emri hak nâzil olup fecre kadar, mağfiret dileyen yok mu ki affedeyim. Rızık isteyen yok mu ki rızık vereyim.» diye nida edilir. Ve yine efendimiz hazretleri, buyurmuşlardır ki, Şabanın nısfı gecesi ve iki bayram gecesi kaim olanın kalbi ölmez (19).
Kıyamın mânâsı, gecenin ekser kısmında, âlâ kavlin, bir saatinde taatte müştegil olmaktır. Kur'ân yahut, hadis okur ve yahut bunları dinler, yahut tesbih eder veya Nebiy aleyhissalâtü ves selâma, salât ve selâm getirir (20).
İbni Abbas radiyallahü teâlâ anhümâ hazretlerinden mervidir ki, kıyamı-leyl, iki bayram gecesini ihya etmekte olduğu gibi, yatsı namazını cemaatle kılmak ve sabah namazında dahi, cemaat azminde olmaktır, buyurdular. Sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem efendimiz hazretleri, buyurmuşlardır ki, «yatsıyı cemaatle kılan, bütün geceyi kaim olmuş gibidir.» (21). Bunu, imam müslim rivayet etmiştir.
Müellif aleyhirrahme, leyle-i recebi yalnız duânın red olunmayacağı beş gece arasında zik^reyledi. İhyâi ulûmun, senelerin tekerrürü ile mütekerrir olan nevafil kısmında, salâtı- receb ve salâtı-şaban zikr edilmiş olduğu gibi, fazileti olan gece ve gündüzlerin beyanım hâvi olan fasılda, recebin ilk ve nısıf ve yirmi yedinci geceleri ve mîraç gecesi namazı dahi mezkûrdur. Bunlardan, nevafil faslındaki namaz, Recep ayının ilk cuma gecesine âittir ki, bizim (leylei-regaip) dediğimiz gecedir (22). Mezkûr namaz, miraç gecesi namazı gibi, kemiyyetçe on iki rekâttır. Onun keyfiyeti, ihyada genişçe açıklanmıştır.
Yolculuğa çıkarken ve yolculuktan dönüşte ve bir menzile konuşta, hemen iki rekât namaz kılmak dahi, — vakit, kerahet olmamak şartiyle — menduptur.
İstiğfar namazı dahi menduptur ki, vakî olan masiyetine mebni, güzelce abdest alınıp, iki rekât namaz kılınarak, istiğfar edilir.
Müellif der ki, zikrolunan gecelerden birinin ihyası için, mesacidde ve mesacidin gayride, içtima etmek mekruh olup, (23) çünkü, o içtimai, Nebiy aleyhissalâtü ves selâm ve sahabei kiram, yapmadılar.
İçtimadan mütebadir olan mânâ — alâ sebîlit-tedâi — olmaktır. Nevafilde — tedâîsiz olan — iktidanın, kerahetsizliğini müellif, Vitir babının sonunda zikretmiştir (24).
------------------
(2) Yahut dört rekâttır. Hadis-i Kudsîde (bir selâm ile, on iki rekâttır) dedi.Bu da, geçmişte, ihyadan menkul olan, mîrâç gecesi nafilesi kabîlindendir. Hâcetile istiharenin farkı için, istihare namazı hamişine bakınız.
(3) Hâcâtın hepsi, Hak celle ve alâdandır. Evvelkisi, vasıtasız, bu da, bilvasıta,demektir.
(4) Güzelce abdest, abdestin, sünen ve âdâbına, riâyet ile olur.
(5) Ve kendisine mukadder olur. İbni emîri hacta, böyle mezkûrdur.
(6) Yahut, bu sol duâdır ki, onu Peygamberimiz efendimiz hazretleri, kendilerine duâi—muâfet isteğiyle gelen, bir âmâya talim buyurmuşlardır.
(7) Abdullah bin Abbas (R.A.) hazretlerinin köleleri ve terbiyegerdeleridir.
(8) Abdullah ibnil-mübarek hazretlerinden: Bu namazda sehv eden, secdeisehivde dahi, onar tesbih okur mu, diye sual olundukta hazreti müşârünileyh: Lâ,o namaz ancak üç yüz tesbihtir, buyurmuş.
(9) Mişkât şarihinin, beyanına göre, İbni Cevzî, bu hadisi mevzuatta zikreylediğinden dolayı, isaet etmiştir.
(10) Geceyi ihya: Onda ibâdet için, kaim olmaktır. Müellif, gece ihyasını, salâtışabanda tarif etmiştir.
(11)Leylei kadirin, ömür boyunca işlenmiş günahları, mükeffir (örtücü) olduğunu, müellif şabanın nısfı gecesinin ihyası bahsinde zikreder. Malûmdur ki, «leyleikadir» şeref gecesi demektir. Hadisi şerifler, nâtık olduğu üzere, «kadir gecesi» ramazan ayının aşri ahirinde gizlidir. Geceleri ihyasına cehdetmek için ihfâ buyurulmuştur. Mûtekif olarak, ramazanın aşri ahirinin ihyası ile araştırmak gerektir. Nevevînin beyanına göre, en ümitlisi, o aşri âhirin tek gecelerinden biri olmaktır. Seyyidina İbni Abbâsın ve sahabeden daha bir takım zevatın kavillerine göre, ramazanın
yirmi yedinci gecesi, olmak lâzımdır.
(12)Kalblerin ölümü, dünya mahabbeti iledir ki, sahibini ahirettenmeneder. Nitekim, «mevtâ ile oturmayın.» varit olmuştur ki, ehli dünya ile demektir.
(13) O geceler «ve leyâli Aşr» kavli keriminde şanına yemîn edilerek tebcil olunmuştur. Günleri dahi, mübarek günlerdendir. Eyyami madûdat: Taşrîk günleridir.
(14) Arefe, zilhiccenin dokuzuncu günüdür, bunun kurban bayramının evvelinehükmü şâmil değildir.
(15) Muharremin onuncu günüdür. Dokuzuncu gününe tasua denir.
(16) Denildi ki, bu tefavütün hikmeti, evvelkisi şer'i-hatemül-enbiyâ ve ikincisişer'i hazreti Mûsâ olmasıdır. Elbette evvelkisi evlâdır. Lâkin, zilhiccenin onuncugünü, zebh günü olmakla onda saim olmak, câiz olmadığı gibi, arefe günü dahi,arafatta bulunan huccaca göre, saim olmak, mendub olamaz. Zira hacı oruçlu olmaksebebiyle, o gün kendisinden istenilen hususlarda, zâîf kalabilir.
(17) İhyâ-i ulûmda, o gecenin namazı (salâtül-hayr) ismiyle yüz rekât olarakgösterilmiştir ki, her rekâtı fatihadan sonra onar ihlâs okumakla kılınır. İhlâsadedinin mecmûu bindir. Seyyid Murtaza merhum ihyada, geçmiş salihlerin, salâtülhayrda cemaat olduklarını dahi zikretmiştir.
(18) Terviye, zilhiccenin sekizinci gününe denir. Huccac o gün minâya azîmetederler.
(19) Kalblerin mevti, mânîi ahîret olan, dünya muhabbeti iledir. Bâzılar: Kalbiölmez, demek o kimse, ne hâleti nezide ve ne kabirde, ne de kıyamet gününde mütehayyir olmaz demektir, dediler.
(20) Yahut dua eder. En güzel duâ da budur. «Allahım, sen kerimsin, affedersinaffı seversin, bizi affeyle.»
(21) İhtimal ki mânâ, sabah namazı ile gecenin son yarısı sevâbı, hâsıl olmakla,bütün gecenin sevâbı, yatsı ve sabah namazlarının mecmuundan husule gelir demektir ki, Seyyidînâ İbni Abbasın, evvelki sözlerinin dahi, müeddası budur. Zîra, hazretimüşârünileyh yatsıyı cemaatle kılmak azminde olmadığı, gece ihyası makamına kaimkılmıştır. Ve ihtimal ki, mezkûr hadis, sabah namazının, yatsı namazından efdâlolduğuna işarettir ki, yatsıyı cemaatle kılan gece yarısını ve sabahı cemaatle kılangecenin tamamını, gûya kaim ve muhyî olmuş olur.
(22) Regaip, revatibin kasimi, olmak üzere babı nevafilin hamişinde beyanolunmuştur. O geceye, - seyyidül-kâinat efendimizin sülbü pederden, rahmi-pâkimâdere nüzul buyurmuş olmalarından dolayı - leylei-regaip denilmiş olmasıdır ki,bu, aklen asılsızdır. Erbaini Nevevînin beşinci hadîsin şerhinde şeyh İsmail Hakkıkaddese sırrehû, demiştir ki, o gecede hususî üzere, tecelli efâl vâki olup Cenabınübüvvet sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem, nûru-ef'ale-müstağrak olmakla, — şükrenlillâhi teâlâ — on iki rekât regaip namazı kılmışlardır. Nitekim, imam Nesefininyâkûte namındaki kitabında musarrahtır.
(23) Gerek o gecelerin namazlarında, gerek regaipten olan sâir namazlarda,cemaat nezr edilmiş olmakla dahi, kerahetten çıkılmaz.
(24) Nafile namazlar aslında tek başına kılınmak sıfatı ile meşrû olup, ondaiktida dahi - alâ vechit-tedâî ise - maal-kerâhe sahih olur, demiştir ki, - lâ âlâ veçhittedâî ise - kerahetsiz sahih demektir. Tedâî, malûm olduğu üzere, dâvetleşmektir ki,cemaat çoğalmak için, birbirine haber vermek, yahut ezan okunmaktır. Vitir namazının cemaati hakkındaki, hamişe müracaat oluna.