1 — Teyemmüm ile namaz kılmakta olan kimse, namaz sonunda tahiyyatı, okuyacak kadar oturduktan sonra, su istimaline kaadir olmak.
2 — Müteyemmime, iktida eden kimse, kuuddan sonra, suyu görüpimamı suyun istimaline, kendince kaadir bilmek (5).
3 — Meste mesh edici olan musâllînin, mesih müddeti, mezkûr kadeden sonra münkazî olmak.
4 — Ayağındaki mesti, ondan uğraşarak çıkarmak (6).
5 — Ümmî olan musâllî, mezkûr kuuddan sonra, hatırlamak veyagörüp anlamak sûretiyle sûre öğrenmek (7).
6 — Musâllî uryan iken, mezkûr kuuddan sonra, setri avret edici şeybulmak.
7 — Musâllî namazı îmâ ile kılmakta iken, rükû ve sücuda — sonradan — kaadir olmak.
8 — Sahibi-tertip olan kimse, namazın son kadesinde — mezkûr kuudun husulünden sonra — kendinin (veya sahibi tertip olan imamın) geçmiş namazı olduğunu (vaktin ittisaliyle beraber) hatırlamak (8).
9 — Kıraet edici olan imam, ümmî olan şahsı, mezkûr kuuddan sonraistihlâf etmek.
10 — Sabah namazında, ondan sonra güneş doğmak.
11 — Bayram namazında, güneş zevale ermek (9).
12 — Özür sahibinin özrü, kesilmek (10).
Zikr olunan meselelerde, hüküm (11), imam indinde fesad, ve imameyn indinde sıhhattir.
[Dürrü Muhtârda sıhhat, müraccahtır, denilmiş ise de, Reddül-muhtârda ibadetin sıhhatinde matlup olan ihtiyat, ancak imamın kavlinde olduğu ve metinler dahi, imamın kavli üzere bulunduğu, beyan olunmuştur (12).]
------------------
(4) Mürekkep olan, aded isminin bu suretle istimali, câiz değilken, âtîde zikrolunan mesail, — fukara indinde — bu nisbetle iştihar etmiştir.
(5) Bilir ki, kendi ihbariyle imam, onu istimâle kaadirdir. İmamın haberi olmadığı için, namazı tamdır.
(6) Mestler geniş olmakla, çıkarılması fazla mesaîye muhtaç değil, demektir.İşîn ziyadeliğinde, sun'u ile çıkış, tahakkuk ettiği için, hilâf yoktur. Yâni namaz,icmaan tamdır.
(7) Eğer başkasından öğrenilirse, — huruç bi-sunihî — mutahakkak olmakla,ihtilâf kalmaz.
(8) Vakitte darlık varsa, namaz ittifakla, tamdır.
(9) Bunu, Dürrü Muhtâr sahibi zikretmiştir. Halebîde (buna bedel) Vâsîlinmüfsidatında (bununla beraber): Cuma namazında, ikindi vakti dahil olmak, mezkûrdur. İkindinin duhulünde, imameynin kavli, kavli-imama muhalif iken, bu meseleyi bu babın füruundan kılmak, teemmül yeridir.
(10) Ve kezâ, namaz vakti çıkmak ve kırık sargısı, şifa bularak, düşmek.
(11) Bu meselelere, şunlar dahi, ilhak olunur: İzale edicinin yokluğuna mebni,necaseti-mânîa ile namaz kılmakta olan kimse, mezkûr kuuddan sonra, onu izaleye kaadir olmak. Fâitenin kazâsında, mekrûh bulunan üç vakitten biri dahil olmak. Cariye, başı açık, namaz kılmakta iken, ondan sonra âzâd olup, kolaylıklahemen örtünebilecekken örtünmemek.
(12) Şu kadar ki, namazın fesadı, kendi sun'u ile çıkışın, kendilerince farziyyetine mebni olmak zû'mu, Berdeinin yanlış bir istinbatı olup olmaması hususunda hilâf yoktur. Mezkûr mesailde hükmün, imam indinde, butlan olması, başka bir mânâya mebnidir ki; mezkûr avarıza, ikamet niyyeti gibi, fana mugayyirolan şeyler olmakla hudusunde, salâtın önü ile sonu müsavi olmaktır. Meselâ:Müteyemmimin, suyu görüp, istimaline kaadir olmasiyle namazın butlanı, onunfarzı, teyemmüm iken, abdest olmuş olmasındandır. Mesailin bakiyyesi dahi buna göredir. Kelâm, katı, olup, mugayyir olmadığı cihetle, bunlara kıyas edilemez.Hadesi-amid ve kahkaha dahi mugayyir değil, ibtal edicidir.