Âdâb edebin cem'idir. Edeb (4), Rasûl aleyhis-sâlâtu ves-selâmın bir veya iki kere işleyip (5), muvazabet buyurmadıklarıdır: Rükû ve sücud tesbihlerinin ziyadesi, ve kıraeti mesnûnenin fazlası gibi ki, sünnetin ikmali için meşrû' olmuştur (6).
Şunlar, namazın âdâbı cümlesindendir:
1 — Erkek kısmı iftitah tekbiri sırasında, ellerini yenlerinden çıkarmak (7), meğer ki, soğuk gibi zaruret, mâni ola.
2 — Musâllî erkek veya kadın olsun kıyamda (8) secde yerine, verükûda ayaklarının üzerine, ve sücudda burnunun ucuna, ve kuudda kucağına bakıp «Allâhı görüyormuş gibi ibadet et, çünkü sen onu görmezsen de o seni görür.» hadîsi şerîfi müeddasını mülâhaza ederek ma sivallâh ile meşgul olmamak ve selâmda omuz başlarına bakmak.
Ezer musâllî görmekten mahrum, yahut karanlıkta ise, azametullâhı mülâhaza, ona kâfi olur.
3 — Öksürmeği, itiyâd etmeyerek, elden geldiği kadar onu defetmek (9). Geğirmek dahi öksürmek gibidir.
4 — Esnemekten ağzını tutmak (10).
5 — Kamette «Hayyalel-felâh» denildiği vakit (11) cemaat ve mihrap yakininde bulunduğuna göre, imam namaza kıyam etmek.
Eğer imam mihrap yakınında değil ise, her saf, imam kendilerine yaklaştıkça kıyam eder.
Ve eğer imam cemaatın önlerinden geçerse, cemaat onu gördüklerinde kıyam ederler (12).
6— Kad kametis-salât, denilirken, imam namaza başlar.
(Ebû Yûsuf hazretleri: Kametten fâriğ olunmağı müteakip, imam namaza başlar, demiştir ki, diğer üç imamın dahi reyleri budur (13).
------------------
(4) Edeb lûgatte bir melekedir ki, o melekeye sahip olan kimse, hoş karşılanmayan şeylerden masûn olur. Yahut edep: Hüsnü ahlâk ve fiili mekarimdir. UlûmuArablyyeye, edep itlâki müvellettir. İslâmda hadîs olmuştur.
(5) Mendub dahi böyledir. Müstahabe gelince, müstahab: Resûl aleyhis-salâtü ves-selâmın bir kere işleyip bir kere terkettikleridir. Ehli fürû'ca böyledir. Evlâsı ehli usulün reyleridir ki, mendub ile müstehabın farkı olmamaktır. Terki, neisaet ve ne itabı mucib olmayıp ancak, işlenmesi efdâldir.
(6) Sünnet dahi vâcibin ikmali, vâcip dahi farzın ikmali içindir.
(7) Yenden el çıkarmak Buharalılar ve Mısır halkının avamı ve merasim kıyafetinde bulunan ilmiyye gibi, uzun kollu libas giyenler içindir. Kadının koluavret olduğundan, açılmamak için onlar ellerini ihraç etmezler. Bu da hurre hakkında olup cariye hakkında değildir.
(8) Velev ki hükmen kıyam olsun: Oturarak namaz kılmakta olduğu gibi.
(9) Müfsidde vâki olmamak için, muktezayı edeb budur. Çünkü, öksürük,özürsüz olur ve hurufun husulünü müeddi bulunursa namazı ifsad eder.
(10) Ağız tutmak, dudaklarını dişleri arasında sıkmakla olur. Bu mümküniken ağzına el veya yen tutmak mekrûh olur. Hazreti imamdan böyle mervidir.Esnemek insana gevşeme ve uyuklama zamanında ârız olur şeydir.
(11) İmam Hasan bin Zeyyad ile imam Zufer: Hayyales-salâh denildiği vakit,demişlerdir.
(12) Bunu, Muhaşşi merhum zikretmiştir. İkamet alınırken camiye giren kimse, ayakta beklemek ona mekrûh olmakla, oturmak lâzım geleceğine dair, bizimşurut ve erkân evvelinde Dürrü Muhtârdan naklen zikrettiğimiz meseleyi dahi, Kuhistânîden naklen zikredip: Bundan ikametin iptidasında kıyam etmenin kerahetimefhum olur, nâs bunlardan gaflettedir, demiştir.
(13) Demek ki, imam namaza başlamayı, kamet bitinceye kadar tehir etse,ittifakla bir beis yoktur. İhtilâf istihbaptadır.