Galy ki, kaynamaktır. İstihale nev'inden, bir temizleme yoludur. Meselâ: sathı yüz arşından eksik olmakla, necisin dokunması sebebiyle, pislenen pekmez, bal ve süt (3) temiz su ile üç defa - miktarı aslisinde kalıncaya kadar - kaynatılırsa, tahir olur (4).
Müteneccis olan zeytinyağı, sabun olmakla tahir olur (5).
(Dürrü Muhtarda, gerek işbu galy, gerek bundan evvelki ateşle tathir mesaili, kaynatıldıktan sonra necaset eseri zahir olmamak kaydiyle mukayyet gösterilmiştir ki, zahir olan da budur).
Galyin (kaynamanın) temizleyici olması, inkılâbı mahiyete mebni olduğundan, pislenmiş olan şıra, kaynatıp pekmez olmak ve pislenen süt, peynir yapılmak ile, tahir olmaz. Çünkü, bunlardan tezek, yanıp kül olmak ve tuzlaya düşen himar, tuz kesilmek ve şarap, sirkeye dönmek, kabilinden bir hakikat, başka bir hakikate münkalip olmuş değil, belki, yalnız vasıf değişmiştir (6).
Buğday, yahut arpa müteneccis iken öğütülmek ve pis un ekmek olmak ve pis susamın yağı çıkarılmakla dahi temizlenmiş olmaz.
------------------
(3) Müellif suyu mutlak zikrettiği için, suyun müteneccis miktarında olup olmamağa şâmil değildir. Bazıları, suyun dahi o miktarda olmasını kaydetmişlerdir.
(4) Müteneccis olan semen veya düheni mayi için, temizleme yolu, yıkanmadır.Câmit olanın, tathir usulü takavvurdur.
(5) Misaller delâlet ettiği üzere, galy dahi, ateşte yakmak gibi, istihaleye racidir. İbni Âbidin der ki, bu meselede, temizleme sebebi, hakikatin tegayyürüdür.Zeytinyağından mâdâ yağlar ile sabun yapılması, farz olunduğu takdirde, (ölü yağı) dahi, inkılâbı mahiyete mebni, umumu belvâ cihetiyle tahir sayılıp, sabunun temizliğine fetva verilir.
(6) Bir şeyin vasfı tegayyür edip, ismi değişmek, tathir bâbında, kâfi değilsede yemin ve gasp mesailinde müessirdir.