Aslı bozan ve iptâl eden şey, onun feri' ve halefini dahi bozup iptâl edeceğinden, abdesti bozan veyahut guslü icap eden şeyler, teyemmümü dahi bozar.
Bunlardan başka, teyemmümü, onu mübah kılan özrün zevâli, yâni kâfi suyu bulmak ve onu kullanmaya kaadir olmak dahi bozar. (1)
Bir hastalığa ve düşman korkusuna binaen, edilen teyemmüm, onların zevâliyle bâtıl olduğu gibi, bir özüre mebni, teyemmüm edip de o özrün zâil olmasından sonra, teyemmümü mübah kılan bir hastalığa dûçâr olan kimsenin, ilk teyemmümü dahi bozulmuş olmakla, ikinci özründen dolayı - sebebin değişmesine mebni - tekrar teyemmüm etmesi lâzım gelir. Hadesi ekber için teyemmüm edip te, kendisinden küçük hades sadır olan kişi, cünüp değil muhdis (abdestsiz) olur. Binâenaleyh, abdeste yeter su bulduğu ve istimaline kaadir olduğu takdirde, abdest alır ve ayaklarında mest olsa dahi onları çıkarıp ayaklarını yıkar. Ondan sonraki abdestte mestlerine mesh edebilir. Yıkanmaya yeter suyu bulup kullanmağa kaadir oluncaya kadar, büyük hades için ettiği teyemmüm, kendisine kâfi olur.
(Dürrü Muhtârda olduğu gibi).
------------------
(1) Abdest âzâsını, birer kere yıkamağa yeten suyu bulmak dahi, teyemmümün bozulması için kâfidir, İmdi gasli üçleyerek abdest tamam olmadan su tükense, teyemmüm bozulur. Zirâ, toprağın temizliği suyu bulamadığı zaman, kavli şerifinin delâletiyle, nihayet bulmuştur. Yakinince su olduğu halde, ondan haberi olmayarak, teyemüm eden kimsenin teyemmümü bozulmuş olmaz.