Cehennem ateşinde yanmak istemiyorsanız, fakirlik görmeden ahirete imanlı bir şekilde gitmek istiyorsanız ve Türkiye sınırları içinde Hac yapmak isterseniz bu yazıyı okumalısınız.
Mehmet Emin Tokadi Hz.'lerinin duası:
Mekke'de İmam-ı Rabbani Hz.'nin oğlunun talebesine (Ahmet Yekdes Cüryani Hz.) talebe olmuştur. 3 sene sonunda hocası artık İstanbul'a gitmesini istemiştir. Kendisinden son bir arzusunun olup olmadığını sormuştur. Mehmet Emin Tokadi Hz.'de hocasından dua istemiştir:
"Benim vefatımdan sonra kabrime gelip bir fatiha okuyanın vücudu cehennem ateşinde yanmasın."
Hocası kendisine şunları söyledi :" Vasiyet etki vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane bir yere defnetsinler. Kimse bilmesin. Ancak, nasibi olanlar gelip bulsun, dua etsinler.
Unkapanına inen cadde ile Zeyrek yokuşunun kesistiği tepe üzerinde Soğukkuyu Piri Paşa Medresesi kabristanına defnedilmiştir.
***
Azzîz Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin duası:
Azzîz Mahmûd Hüdâyî hazretleri bir gün Ahmed Hanı ziyârete gitmişti. Pâdişâh; "Efendim! Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin, kıyâmet günü talebelerine ve pekçok günahkâr mümine şefâat edeceği hakkında rivâyetler var. Bu rivâyetlerin doğruluğu hakkında ne buyurursunuz? diye suâl eyledi. Azîz Mahmûd Hüdâyî hemen cevap vermedi. Bir müddet murâkabe hâlinde kaldıktan sonra; "Bu söz doğrudur." buyurdu. Sonra Padişâh; "Efendim! Acabâ zât-ı âlinizin bizlere bir vâdiniz ve müjdeniz yok mudur?" diye sorunca, Mahmûd Hüdâyî ellerini kaldırarak:
"Yâ Rabbî! Kıyâmete kadar bizim yolumuza katılan, bizi sevenler ve ömründe bir kere türbemize gelip rûhumuza fâtiha okuyanlar bizimdir. Bize talebe olanlar denizde boğulmasınlar. Ömürlerinin sonlarında fakîrlik görmesinler. Îmânlarını kurtararak gitsinler ve öleceklerini bilip haber versinler." diye duâ eyledi. (Âlimler ve evliyâ bu duânın kabûl olduğunu, bu yola mensup kimselerin hiç denizde boğulmadıklarını ve pekçok kimsenin de vefât günlerine yakın, öleceklerini haber verdiklerini bildirdiler.)
***
Kabeyi ziyaret sevabına mazhar bırakan kabir !
Ali Semerkandi hz.leri:
Allah Rasulü (s.a.v.)'nün Ravzasında yedi yıl kadar türbedarlık hizmetinde bulundu. Bir gün rüyasında Allah Rasulü (s.a.v.)'nün muhterem kerimeleri Fatıma (r.anhâ) validemizi gördü.
Şöyle buyurdu: "Ey Ali! Allah Rasulü (s.a.v.)'nün huzuruna git. Seni manevî evlatlığa kabul buyuracak."
Ali Semerkandî Hazretleri uyanır uyanmaz hemen Allah Rasulü (s.a.v.)'nün mübarek huzuruna koştu. Mübarek kabrinin karşısına geçip, dizi üzerinde edeple oturdu. Bir müddet sonra Ravza-i Mutahhare'den Allah Rasulü (s.a.v.)'nün:
"Buyur yâ Ali! Seni manevî evladım olarak kabul ettim. Kıyamete kadar mucizem baki kalsın. Ya Ali! Öyle bir beldeye git ki, fakirlikleri sebebiyle beni ziyaret edemeyen ümmetim, seni ziyaret etsinler. Sen benim evladım olduğun için, sana yapılan ziyareti bana yapılmış gibi kabul ederim" mübarek sözlerini işitti. Bu sözleri büyük bir zevkle dinleyen Ali Semerkandî Hazretleri, sevincinden ağladı ve Yüce Allah'ın verdiği bu nimetten dolayı şükür secdesine vardı.
incemeseleler.com / Araştırma