“Ey Muaz! Allahü Teâlâ sana selâmet versin. Muhakkak bilmeliyiz ki, kendi varlığımız, mallarımız, servetimiz, kadınlarımız ve çocuklarımız, Allahü Teâlâ’nın sayısız nimetlerinden ve ihsanlarındandır. Bu nimetleri bize sonsuz olarak kullanmak için değil, emânet olarak, vakti gelince almak üzere vermiştir. Bunlardan belli bir zaman faydalanırız. Vakti gelince hepsini geri alacaktır. Allahü Teâlâ, nimetlerini ihsan edip sevindirdiğinde şükretmemizi, vakti gelip geri aldığında da sabretmemizi emretmiştir. Senin oğlun, Allahü Teâlâ’nın sana ihsan ettiği sevgili ve faydalı nimetlerdendi. Geri almak kaydıyla sana emânet vermişti. Seni onunla faydalandırdı ve herkesi imrendirecek şekilde sevindirdi. Şimdi geri alırken de sana çok mükâfât ve iyilikler verecek ve merhametiyle doğru yolda yükselmeni ihsan edecektir. Bu ihsana kavuşman için sabretmeli ve O’nun hükmünü hoş görmelisin. Gücenir, darılır, bağırır-çağırırsan sevabdan mahrum kalır, pişman olursun.
İyi bil ki, sızlanıp sabırsızlanmak belâyı geri çevirmez, üzüntüyü dağıtmaz. Kaderde olan başa gelecektir. Olan işe sabretmek ve darılmamak lâzımdır.
Allahü Teâlâ hepimize selâmet versin.” (Şir’atül-İslâm)
H.K.: “Ben, kullarımdan birine; bedeninde, malında veya evlâ-dında bir musîbet verdiğimde onu güzel sabırla karşılarsa, kıyâmet günü o kişi için mîzan kurmaktan, hesap sormaktan hayâ ederim. (Onu rahmetimle cennete koyarım)” (İhyâ C.4 S.136)
H.Ş. Belâ îmanlı erkek ve kadının bedeninde, malında, evlâdında, üzerinde hiç günah kalmadan Allah’a kavuşuncaya kadar devam eder. (Râmuz 427/4) (Tesbih Namazı, tevbe ve istiğfarla yalvarıp belâdan kurtulmalı...)
Bir kadın Rasûlüllah Efendimiz’e:
“-Yâ Rasûlallah! Üç çocuğum vefat etti. Duâ et de cennete gireyim” dedi.
Rasûl-ü Ekrem (S.A.V.) :
“-Sen zâten cennette yerini hazırlamışsın” buyurdu. - 2 -
İncemeseleler.com / Arşiv