İsmi, Amr bin Kays... Babası, Hz. Hatice vâlidemizin dayısıdır.

 

Nebi (S.A.V.)’in müezziniydi.

 

Diğer müezzinler; Bilal, Ebû Mahzure, Sa’d el-Garz R. Anhüm’dür. Ümmü Mektum Hz., vâlidesi Atike binti Abdullahil-Mahzûmî. Oğlunun göz nurundan mahrum olduğunu gizlediği için, bu isimle künyelenmiştir. Çünkü ibn-i Ümmü Mektum  Hz. âmâ idi.

Rasûlüllah (S.A.V.)’in Kureyş reislerini dine dâvetle meşgul bulunduğu sırada, gelip “Allahü Teâlâ’nın sana ihsan ve tâlim buyurduğu şeylerden beni müstefid eyle” diye ısrar ve tekrar etmesine, Rasûlüllah (S.A.V.)  Efendimiz, irşadıyla meşgul olduğu kimselerin, İslâm’ın inkişafına daha büyük hizmetleri olur diye onlara ehemmiyet vermiş ve ibn-i Ümmü Mektum Hz.ne iltifatı te’hir buyurmuşlardı. Bu sebeple “Yanına âmâ bir kimse geldi de peygamber yüzünü asıp çevirdi” meâlindeki âyet-i celîle nâzil olmuş ve Rasûlüllah (S.A.V.) Efendimiz Hz. ondan sonra ibn-i Ümmü Mektum Hz.ne iltifâtı artırmıştır. Hz. Hatice Vâlidemiz de yakınlığı sebebiyle de ikram ve îtibarda bulunmuş kendisine:

- “Merhaba ey, hakkında Rabbimin beni îkaz ettiği zât” diye buyurdukları olmuştur.

 

İbn-i Ümmü Mektum Hz. Mekkî ve Kureyşî’dir. İlk muhacirlerden olup Sultanül-Enbiyâ Efendimiz cihâda çıkarken, kendisini 13 defa Medine-i Münevvere’de kaymakam tâyin etmişti. Ümmü Mektum Hz. Medine-i Münevverre’de hâlife olarak kaldığında, namazları da kıldırmıştır. Fıkıh kitaplarından Merakul-Felâh’da “Âmâ’nın imâmeti, kıbleye doğru duramadığından ve elbisesini koruyamadığından mekruhtur. Ondan efdali bulunmazsa mekruh olmaz” denildi. Tahtavî’de ise “Peygamberimiz (S.A.V.) İbn-i Ümmü Mektum Hz.’ni ve Tebük gazvesine çıkarken Utab ibn-i Malik Hz.’ni Medine-i Münevvere’de vekil bırakmıştır. Bunların ikisi de âmâ idiler” denilmiş.

 

Âmâ’nın rivâyeti makbul, şâhitliği değildir. Zira o husûsun ziyâde kuvvetli olmak lâzımdır.

 

Hz. Âişe Vâlidemiz’den menkul hadis-i şerifte: “Hz. Bilal sabah ezânını geceleyin okurdu. İbn-i Ümmü Mektûm âmâ idi; fecir tulû etmedikçe okumazdı” buyurulmaktadır.

 

Fahr-i Kâinât Efendimiz “Bilâl geceleyin ezan okur, siz ibn-i Ümmü Mektum ezan okuyuncaya kadar yiyin için” buyurdu.

 

İmam-ı Şafiî ve İmam-ı Ebû Yusuf Hazerâtı sabah ezânı vakti girmeden okunmasına bu hadis-i şerifle câiz görüp “Hz. Bilâl sabah ezanını vaktinden evvel okurdu” dediler.

 

İmam-ı  Âzam Hz. diğer vâkîtlere kıyasla, sabah ezanı da vaktinden evvel okunması câiz değildir. Zîra, “Hz. Bilal’in ezanı, namaz için olmayıp, kâimler (ayaktakiler) yatsın, oruç tutanlar sahur tedariki etsin, uyuyanlar uyansınlar diyedir. Zira diğer bir hadis-i şerifte “Bilal’in ezanı sizi aldatmasın, çünkü o, kâimler yatsın, oruç tutanlarınız oruca hazırlansın için ezan okur” buyurulmuştur.” dedi.

İbn-i Ümmü Mektum Hz., Hz. Ömer’in hilâfeti zamanında, Kadisiye Muhârebesi’nde elinde siyah bayrakla şehid olmuştur.

   
© incemeseleler.com