Akıllı ve fazıl bir zâttı. Kûfe’de oturdu ve Hz. Ali (R.A.)’a tâbî olup, onunla bütün muhârebelerde beraber bulundu. Hz. Ali şehid olunca Mekke’ye geldi, orada vefat etti. Sahâbe-i Kirâm’dan en son vefat eden odur.

 

Ebûttufeyl, Muhtarüs-Sekafî ile beraber olmuş ve ona alemdarlık etmiştir.

 

Hazır cevaplığı ile meşhurdu. Bir gün Hz. Mua- viye:

– “Dostun Ali hakkında üzüntünün derecesi nedir?” diye sormuş Ebût-Tufeyl Hz:

– “Annesi Hz. Musa’yı denize bıraktığında nasıl hüzün ve hasret ettiyse o hâldeyim. Belki o hâli de az görüyorum” demişti.

Hz. Muâviye:

– “Hz. Osman’ın katlinde sen de bulundun” dediğinde, Ebût-Tufeyl:

– “Hayır ben onun katili değil, haziliyim (Yani kendisine yardım etmeyenlerdenim)

Hz. Muâviye:

– “Niçin yardım etmedin?” dediğinde,

– “Sen niçin yardım etmedin? Bâhusus Şam hâlkı tamamen sana tâbî idiler” diye cevap verdi.

Hz. Muâviye:

– “Kanını dâvâ edişim ona yardım değil mi?” deyince Ebût-Tufeyl Hz.:

– “Evet, bu hususta şâirin şu sözü hükmündesin” deyip:

Sağlığımda bana menfaatin olmadı,

Öldükten sonra da matem etmemelisin

şiirini okudu.

 

Ebût-Tufeyl İmam-ı  Âzam Hz.’nin görüştüğü Eshâb-ı Kirâm’dandır.

   
© incemeseleler.com