(Dünya ve Âhiret işlerine kâfî 23 Hikmet)
Geçmiş hükümdarlar, mühim işleri akıllılarla istişâre etmeden, başlamazlardı. Hikmet sâhibi büyüklerin tavsiyelerine uydukları için de, isteklerine ulaştılar.
Nüşirevan padişah olmadan evvel, bâzen günlerce ve kilometrelerce yol giderek bir hakîmle müşâverede bulunurdu.
Nüşirevan padişah olunca
adâleti dünyada duyuldu. O, halkın istifâdesi için, âlim kâmil, hikmet sâhibi
olan zamanın akıllılarını topladı. İçlerinden 23'ünü seçti ve “Ben hayattayken
bu asırda ve gelecek asırlarda, devletime, milletime ve diğer milletlere rehber
olacak, hikmetten (dünya ve âhirete faydalı) birer kelâm söyleyiniz” dedi.
Nüşirevan’ın meclisinde
dünya ve âhirette faydalı olacak 23 hikmetli söz yazıldı.
Takvâ sâhipleri ve nefsinin
arzûlarına uyan herkes bu hikmetlerden
istifâde edebilir.
Nüşirevân, altınla
yazdırdığı bu 23 hikmeti, altın zarf içinde altın sandığa koyup altın kilitle
kilitledi. Onları hazînede muhâfaza ederdi, mühim işlerde kendisi ve adamları,
bu hikmetleri okur, ona göre hareket ederdi.
H.Ş.: Ey Ümmetim!
İhtiyarlarla oturun, ve hikmet sâhipleriyle sohbet edin!
Nüşiravan’ın Adâletinden Bir Hâdise:
Hz. Ömer R.A. hilâfetinde, Mâlik bin Eşter Hazretlerini Mısır’a vâli göndermişti. Vâli, îmar ve inşâ ile uğraşırken, cami arsasına bitişik bir arsayı, Yahûdî sahibi râzı olmadığı halde, bedelini verip istimlâk etti. Yahûdi, Medine-i Münevvere’ye gelip Hz. Halife’ye şikâyette bulundu. Müslümanların Halîfesi yamalı hırka içinde, son derece sâde bir makamda bulunduğundan, Yahûdi “Bu adamın hükmü kime geçer” diye düşünürken, Hz. Halîfe, deri parçasına bir şeyler yazıp Yahûdi’ye: "Bunu Vâliye ver” buyurdu.
Yahûdi ümitsiz halde, o deri parçasını Mâlik Hazretleri’ne verdi. Mâlik telaş ve endişe ile Yahûdi’ye iltifatta bulundu. Yahûdi hâdisenin hikmetini Vâliden sordu.
Mâlik Hazretleri:
- “Halîfe-i Müslimîn «Ben Nüşirevan’dan daha adâletliyim» buyuruyor” dedi ve anlattı:
- Ticaretten dönerken, Hz. Ömer’in de bulunduğu kafilenin, Nüşirevan hudutları içinde, onun oğlu tarafından kervanları soyulmuş, malları gasp edilmişti.
Aralarından bir heyet hâdiseyi Nüşirevan’a şikâyet etmişlerse de, tercüman hâdiseyi gizlediğinden bir miktar yardım ile geri dönmüşlerdi.
İşin Nüşirevan’dan gizlendiği anlaşılınca tercüman değişti ikinci bir heyetle müracaat edildi. Bu defa hakîkat anlaşıldı kafilenin malları aynen iâde edildi ve geldikleri kapıdan değil, diğer bir kapıdan çıkmaları istenip özür dilediler.
Kafile kapıdan çıkarken, idam edilmiş iki kişi gördü. Birinin göğsünde “Nüşirevan hudutları içinde gasp suçundan îdam olunan oğlu...”
Öbürü: “Vazîfesini kötüye kullanan ve padişaha ihânet suçuyla idam edilen tercüman” yazılmış olduğunu gördüler.
İşte Hz. Halîfe bana bunu hatırlatıyor, dedi.
YİRMİ
ÜÇ HİKMET
1
Kendinizi bilin! Allahü
Teâlâ: “Nefsinizin ıslâhı üzerinize
lâzımdır” buyurdu.
Nefsin kötülüğünü, âdiliğini
bilen, Rabb’ini yüce bilir.
Uzakta olsa da, ilim ve edep
öğrenin.
Dünya malını aslâ ilimden
üstün tutmayın.
Âhiret yolculuğu için amel
ve azık tedârikinde olun.
Âhiret işlerini dünyaya
vâsıta etmeyin.
Gizlenmesi lâzım olan sözü
söylemeyin. Lâzım olmayan şeyi araştırmayın!
2
Hikmet sâhibi (isâbetli ve
hikmetli söz söyleyenlerin) nasihatlerine uyun.
İşlerinizde ne acele edin,
ne de vaktini geçirin; orta hali muhafaza edin.
İşleri ehline verin! Ziyâna sebep olan işten uzak durun. İşlerin sonunu, evveli gibi hesaplayın ve akıllılarla istişâre edin.Tecrübe edilmişleri tecrübe etmeyin!
3
Adâleti âdet edip takvâ (İman, itaat ve feyiz) ile
sıfatlanın ve kanaati zenginlik bilip, âfiyetin kıymetini unutmayın. Kimsenin
gam ve kederine sevinmeyin!..
4
Belâya uğrayanlardan ibret
alın. “Rabb’im beni imtihan etme” duâsıyla O’na sığının.
Vakitli zararı, vakitsiz faydadan
üstün tutun.
İdâre = müdârâ lâzım gelen
yerde gazap etmeyin, müdârâya îtibar edin. Dost ve düşmanla sulh içinde olup
gücünüze göre harekette bulunun.
5
İşleri gücünüze göre ele
alın.
Koymadığınız şeyi
kaldırmayın. Hakkınız olmayanı istemeyin.
Herkese karşı ihsan edici
olun.
Elinizi ve dilinizi muhafaza
edin. Kötü işlerden ve yaramaz kişinin sohbetinden uzak durun!..
6
Hırsız, zâlim, yol kesen ve
din yıkanlara yardım etmeyin.
Fenâ komşudan sakının.
Arkadaşsız ve aslı bozuk
kimseyle yola çıkmayın.
Başkasının arâzisine ağaç
dikmeyin!..
7
Çorak yere ve kumsallara
tohum ekmeyin. Câhil insanlarla dostluk etmeyin.
Sonradan görmüşten borç,
asâletsiz âileden kız almayın.
Kıymetsiz kimselerle sohbet
etmeyin.
Başkasının işçi ve
hizmetkârlarıyla birleşmeyin. Allah’tan korkmayandan korkun!...
8
Malınızı, ilâhî hükümlere
uygun, mahalline sarf edin. Ahmak, sarhoş ve delilere değil, söz kabul edenlere
nasihat edin. Sözünüzü aziz tutun.
Yemeği gizli yemeyin.
İdâreniz altındakileri merhametle koruyun!...
9
Açlarla beraber yemeyin.
Başkasını zemmetmeyin.
Çocuk ve kadınların
istişâresiyle iş yapmayın.
Şerri şüphe edilen yabancı
kadını eve koymayın ve kadınların hîlesinden emin olmayın. (İstisnâlar
hâriç...)
Makam ve mevkî sâhibine
kibretmeyin!...
10
Emânete sâhibinden ziyâde
riâyet edin.
Başkasının evinde ukalâlık
etmeyin.
Aslı bozukları evinize
misâfir etmeyin.
Kadın ve erkek arasında
(hâneler harap eden) söz taşıyıcılığı yapmayın!...
11
Kibirlilerden uzak durun.
Devlet sâhibine kin
tutmayın.
Erkek, kadın, bütün yaratıklara
zulümden sakının!...
12
Misâfire ikram edin.
Başkasının malına tamâ
etmeyin (göz dikmeyin.)
Ana – baba haklarına dikkat
edin.
Sıla-i rahmi (akraba
ziyâretini) terk etmeyin.
Ahde vefa edin. (Verilen
sözü yerine getirin.)
Dâvetsiz misâfirliğe
gitmeyin.
Mümkün oldukça muhtaçların
işlerini görün!...
13
Büyük ilim sâhiplerine
ziyâde hürmet edin, İlim öğrenmeyi ar sayanları, insan saymayın.
Ennecâtü Fis-sıdkı kurtuluşu doğrulukta bilin ve münâsip olmayan sözü söylemeyin!...
14
Dilinizi fenâ söze alıştırmayın.
Yaramaz kelâma kulak vermeyin, melikleri zemmet-meyin.
Söz dinlemeyenle dostluk
etmeyin.
Sözünüz hâlinize uygun
olsun!..
15
İyileri ziyâret edin.
Müttekî (Allah'tan korkan)
ve sâlih kişilerle oturun.
Ölülerinizi iyilikle anın.
Dosttan gelen nasîhate mânî
olmayın.
Vefat eden pederiniz
(sâlihlerdense) âdetlerini devam ettirin.
İlim öğrenmeye gayretli
olun.
İlmî ölçüler dışında iş ve
sözde bulunmayın!...
16
Herkesin kelâmına îtibar
etmeyin ve güzel sözü ehlinden dinleyin.
Dâimâ âhireti dünyadan üstün
tutun.
Yerli, yersiz yemin etmeyin.
Yetim malını koruyun.
Gençlikte, ihtiyarlığı
düşünüp ömrün sonu için hazırlık yapın!...
17
Yazın işini kışa, kışın
işini yaza, bu günkü işi yarına bırakmayın.
İyi doktorun tavsiyesi
olmadan ilaç kullanmayın ve tavsiyesiz kan aldırmayın.
18
Cömertliği âdet edinin.
Hastalıklardan sakının.
Herkesle dostluk etmeyin.
İhtiyacınızı cömertlerden
isteyin.
Güzel işi kimseden
esirgemeyin.
Borçluyu sıkıştırmayın.
Dostları kusurlarından
haberdar edin!...
19
Evlâtlarınıza asrın hüner ve
sanatlarını öğretin.
Hallerinizi dost ve
düşmandan gizleyin.
Gizli söze kulak
vermeyin!...
20
Büyükler yanında gözünüzü
sakının: etrafa bakmayın.
Sözü seviyenize göre
söyleyin!..
21
Vefâlı dostlara yakın olun.
Devlet, nimet ve bolluk zamanlarında onları hatırlayın.
Düşman küçük de olsa büyük
görün. Dost görünse de hîlesinden emin olmayın!..
22
Emniyet zamanda korkuyu,
musîbet zamanında sabrı, fakirlik ve sıkıntı zamanında, genişliği bekleyin.
Allahü Teâlâ’ya güzel zan
edip, hayır dileyin.
Zenginlikte fakirlikten emin
olmayın.
Va’d ettiğinizi yerine
getirin.
Ümit edenleri reddedip keder
vermeyin.
Kişiye bir görüşte
aldanmayın.
Başkasının ayıbını
araştırmayın!..
23
Kendi sıkıntınızı başkasına yüklemeyin.
Maddî ve mânevî hayrı olmayan dosttan ayrılın.
Ahlâksızlarla dost olmayın.
Hak sözü yer ve gökten büyük tutun.
Cenâb-ı Hakk’a tevbe ve rucû edip, hayır amellerin iyilerine ehemmiyet verin.