İslâm’ın beş şartından biri olan hac, üç kısımdır. Fazilet
sırasına göre şöyle:
1-Hacc-ı Kırân,
2-Hacc-ı Temettû,
3-Hacc-ı İfrad,
Hacc-ı İfrad,
ihrama girip -umre yapmaksızın- yalnız haccetmektir.
Hacc-ı Kırân
ve Hacc-ı Temettû, aynı hac
mevsiminde hem umre yapmak, hem de haccetmektir.
Hacc-ı Kırân’a niyet eden, umreden sonra ihramdan çıkmaz.
Hacc-ı Temettû yapan, umreden sonra ihramdan çıkar ve hac
için tekrar ihrama girer.
HACC-I
İFRAD
Hacc-ı ifrad yapan:
1-İhrama girer,
2-Kudûm tavafı yapar,
3-Sa’y yapar,
4-Zilhicce’nin 8.inci (Terviye) günü Minâ’ da öğle namazı
kılar.
5-Arefe günü Arafat’ta vakfe yapar,
6-Akşam Müzdelife’ye gider,
7-Bayram günü Minâ’da şeytan taşlar ve,
8-İhramdan çıkar.
9-Mekke-i Mükerreme’ye varıp ziyâret tavafı yapar.
10-Minâ’ya döner. Orada üç gün kalır ve şeytan taşlar.
11-Mekke-i Mükerreme’ye varıp Vedâ Tavafı yapar.
* * *
İHRAMA
GİRMEK
İhrama Hazırlık:
-Tırnaklarını keser.
-Koltuk temizliği gibi işleri yapar.
-Boy abdesti veya abdest alır.
-Güzel koku sürer.
*
* *
İhrama girince:
-Mîkat mahallinde veya oraya varmadan önce niyet edip
ihrama girer. (İhramın üst parçasına “Ridâ”, alt parcasına “İzar” denir.)
(Mîkat: Mekke-i
Mükerreme’ye girmeden, hacıların ihrama girmesi lâzım gelen yerlerdir. O
mahallerin dışında, uçakta, hava meydanında hattâ kişi evinde ihrama
girebilir.)
İki rekât namaz kılar, şöyle duâ ve niyet eder ve telbiye
getirir:
اَللَّهُمَّ
اِنّىِ اُرِيدُالْحَجَّ فَيَسِّرْهُ لِى وَتَقَبَّلْهُ مِنِّى نَوَيْتُ الْحَجَّ
وّاَحْرَمْتُ بِهِ لِلَّهِ تَعاَلَى لَبَّيْكَ اَللَّهُمَّ لَبَّيْكَ لَبَّيْكَ
لاَشَريكَ لَكَ لَبَّيْكَ اِنَّ الْحَمْدَ وَالنِّعْمَةَ لَكَ وَالْمُلْكَ
لاَشَرِيكَ لَكَ
ALLAHÜMME İNNÎ ÜRÎDÜ’L-HACCE FEYES-SİRHÜ LÎ VE TEKABBELHÜ MİNNÎ. NEVEYTÜ’L HACCE
VE EHRAMTÜ BİHÎ LİLLÂHİ TEÂLÂ. LEBBEYK ALLAHÜMME LEBBEYK LEBBEYKE LÂ ŞERÎKE LEKE LEBBEYK. İNNEL HAMDE VENNİ’METE
LEKE VEL MÜLKE LÂ ŞERİKE LEK.
Mânâsı: “Allahım rıza-i şerifin için haccetmek
istiyorum. Bana bunu kolay kıl ve bu haccı benden kabul buyur. Hacca niyet
ettim, Allah için hac niyetiyle ihram giydim; buyur Allah’ım, emir senindir.
Senin şerîkin yoktur.
Emrine boyun eğdim.
Muhakkak ki hamd sanadır, nimet senin, mülk de senindir. Senin şerîkin yoktur”.
İhramlıya Haram
olanlar:
-Hanımıyla cem olmak, şehvet uyandıran nefsânî şeyler
konuşmak,
-Kötü söz söylemek,
-Kötü hallerde bulunmak,
-Kavga etmek,
-Avlanmak, av hayvanına zarar vermek,
-Avcıya yardım etmek,
-Dikişli veya yapıştırılmış elbise giymek (Para çantası
hâriç),
-Sarık sarmak,
-Başı ve yüzü örtmek (Kadınlar hâriç),
-Üstü veya topuğu kapalı ayakkabı veya mest giymek,
-Tıraş olmak, vücûdundan kıl koparmak veya kesmek,
-Tırnak kesmek,
-Koku sürünmek,
İhramlının
Vazifeleri
Namaz kıldıkça. Yolda, yokuşta-inişte, yolculara
rastladıkça ve seher vakitlerinde çokça telbiye etmek.
Mekke-i Mükerreme’nin evleri görülünce dualar okumak oraya
varınca boy abdesti almak müstehaptır. Bu mümkün olmazsa yalnız abdest alır.
Tavaf dışında her yerde telbiyeye devam eder.
Telbiye:
لَبَّيْكَ
اَللَّهُمَّ لَبَّيْكَ لَبَّيْكَ لاَشَريكَ لَكَ لَبَّيْكَ اِنَّ الْحَمْدَ
وَالنِّعْمَةَ لَكَ وَالْمُلْكَ لاَشَرِيكَ لَكَ
2-KUDÛM TAVAFI
Bâbüsselâm’dan Harem-i Şerif’e heybet makâmını mülâhaza ve
huşû ile, telbiye, tekbir, tehlil ve salevât-ı şerife okuyarak, sıkışanlara da
lütufkâr davranarak girer ve telbiyeyi keser. Beyt-i Şerif’e bakarak dilediği
duâyı eder. Tavaf esnâsında telbiye getirmez.
Harem-i Şerif’te tahiyyetül mescid namazı kılmaz, hemen
Kudûm Tavafı’na başlar. Tehlil ve salevât-ı şerife ile Hacer-i Esved’i istilâm
eder. (Öper veya eliyle uzaktan selâmlar.)
Hacer-i Esved’in hizasındân devamla, Kâbe-i Muazzama’yı
tavaf ederek gene oraya gelir. Bu bir şavttır. Böyle yedi şavt tavaf yapar. Sonra
müsâitse (kerâhat vakti dışında) Makam-ı İbrâhim’de iki rekât namaz kılmak
vâcibdir. Orası müsâit değilse, müsâit bir yerde kılar...
Her tavafta lâzım değilse de Kudûm Tavafı’nın ilk üç
şavtında Remel yapmak (Kısa adımla omuz silkerek çalımlı çalımlı yürümek)
sünnet olduğundan, tavaftan evvel ridânın bir ucunu sünnet üzere sağ koltuk
altından sol omuza almış olarak remelde bulunur. Sıkışık hallerde durur, fırsat
buldukça yürümeye devam eder. Çünkü Remel zarûrîdir.
***
3-SA’Y
(Tavaf ve iki rekât namazdan sonra) Safâ’ya gider. Kâbe
görülünceye kadar yükselir. Beyt-i Muazzama’ya döner. Tekbir ve tehlil eder ve
salavât-ı şerife getirir. Ellerini kaldırıp dua eder.
Sonra Merve tarafına yavaş yavaş yürür. İki yeşil direk
arasında “Hervele” eder (Sür’atli yürür) ve yine yavaş yavaş Merve’ye varır.
Kâbe görününceye kadar çıkar. Kâbe’ye dönerek, tekbir, tehlil ve telbiye ile
ellerini kaldırıp dua eder. Bu şekilde, Safâ tarafından dört gidiş, Merve
tarafından üç geliş ile yedi şavt olur ki hepsi bir “Sa’y”dır.
Gidiş ve gelişte, telbiye ve hervele ederken şu duâyı
okur:
اَللَّهُمَّ
اسْتَعْمِلْنِى فِىسُنَّةِ نَبِيِّكَ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ السَّلاَمِ
وَتَوَفَّنِىعَلَى مِلَّتِهِ وَاَعِذْنِى مِنْ مُضِلاَّتِ الْفِتَنِ بِرَحْمَتِكَ
ياَ اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ
ALLAHÜMME’STÂ’MİLNİ
FÎ SÜNNETİ NEBİYYİ-KE MUHAMMEDİN ALEYHİS-SELÂMÜ VE TEVEFFENÎ ALÂ MİLLETİHÎ VE EİZNÎ MİN MUDİLLÂTİ’L FİTENİ BİRAHME-TİKE YÂ ERHAMERRÂHİMİN.
Mânâsı:
“Allahım, beni
Nebî’n Muhammed A.S.’ın sünnetinde istîmâl et. O’nun milleti üzere rûhumu al.
Rahmet edenlerin en merhametlisi Sen’sin. Rahmetinle beni fitnelerin dalâlete düşürmesinden
koru...”
*
* *
Sa’y’dan Sonra:
Mekke-i Mükerreme’de ihramlı bulunur. İstediği zaman
Beyt-i Şerif’i tavaf eder. Bu tavaflarda Remel ve Sa’y yapmaz.
* * *
4-MİNÂ’DA
Zilhicce’nin 8. (Tevriye) günü güneş doğduktan sonra
gidip, öğle namazını Minâ’da kılmak müstehabdır.
Arefe günü sabah namazını Minâ’da alaca karanlıkta kılar.
* * *
5-ARAFAT’TA
Güneş doğunca Arafat’a gidip, zevâle kadar kalarak öğle
namazını Nemre Mescidi’nde okunan hutbeden sonra, ikindi ile beraber kılar ve
vukuf mahalline (Vakfe’ye)gider.
Cemâate yetişemeyen, öğle ve ikindiyi ayrı ayrı
vakitlerinde kılıp Vakfe’ye gider.
Arafat’ın her yeri Mevkıf (Vakfe Mahalli)’dir.
Arafat’ta vakfe için mümkün olursa zevâlden sonra boy
abdesti alır. Cebel-i Rahme civârında kıbleye veya Cebel-i Rahme’ye karşı durup,
tekbir, tehlil ve telbiye eder. Yemek ister gibi el uzatıp, kendisine, ana
babasına ve din kardeşlerine candan duâ ederken ağlamağa çalışır. Çünkü ağlamak
kabul alâmetidir.
Kat’î kabûlünü umarak, ısrarla yalvarmalıdır. (Burada
affedilmekten ümitsiz olmak büyük günâhtır.)
O gün uzaktan gelenler için bulunmaz fırsat ve ganîmettir.
Öyle kıymetli günü çadırlarda çay sohbetleriyle zâyi etmek lâyık değildir...
Vakfe’yi binek üzerinde yapmak efdal; ayakta yapmak da
oturarak yapmaktan evlâdır.
* * *
6-MÜZDELİFE’DE
Güneş batınca yavaş yavaş kimseye ezâ etmeden Müzdelife’ye
iner. Fırsat buldukça sür’-atlenir. Şiddet, izdiham ve halka ezâ etmek haramdır.
Müzdelife’de Meş’ar-ı Haram civârına konar. Orada akşamı
yatsı ile beraber kılar. (Yolda akşamı kılmak câiz değildir.)
Müzdelife’de gecelemek sünnettir. Fecr’in tulûundan sonra,
imam sabah namazını erkenden kıldırır ve berâber Vakfe eder. Cezbe ve ısrar ile
duâya gayret ve devam edilir.
Hacılar Minâ’da şeytan taşlamak için atacakları cemreleri
(küçük taşları) burada toplarlar.
* * *
7-MİNÂ’DA
(Bayram Günü)
Ortalık aydınlanınca, gün doğmadan Minâ’ya gelir.
Müzdelife’de veya yolda topladığı taşları yıkayarak temizler. Çünkü onlarla ibâdet
edecektir. Temizlenmemiş taşı atmak mekruhtur. Taş kırılıp ufaklanmaz,
cemredekiler de alınıp atılmaz.
Minâ’ya gelince, Akabe Cemresi’ni atar. İlk atışta
telbiyeyi keser. (Yokuş yer olduğundan “Akabe” denilmiştir.)
Şehâdet parmağıyla başparmak arasına alarak yedi taş atar.
Bir kulaçtan uzağa düşen veya adam üstünde kalanlar, iâde edilir.
Her atışta “Allahü
Ekber” der.
8-İHRAMDAN
ÇIKIŞ
Hacc-ı İfrad’a niyet eden Akabe Cemresi’nden sonra dilerse nâfile olarak kurban keser. Sonra
tıraş olur veya taksir eder (saçlarını uçlarından kısaltır) ve ihramdan çıkar.
Artık ihramlıya haram olan şeyler kendisine helâl olur. (Âilesiyle cem olmak
hâriç...)
* * *
9-ZİYÂRET
TAVAFI
Bundan sonra üç gün içinde Mekke-i Mükerreme’ye iner,
Ziyâret Tavafı yapar ve hanımı ile muâşeret de helâl olur.
Bu tavaf için Minâ’dan ilk gün inmek efdaldir. Üç günden
sonraya bırakmak, vâcibi tehir olup bir koyun kurban etmek lâzım gelir.
10-MİNÂ’DA
ŞEYTAN TAŞLAMA
Ziyâret tavafından sonra tekrar Minâ’ya gider, şeytan
taşlamak için orada üç gün kalır. Şeytan taşlama günlerinde Minâ’dan başka
yerde kalmak mekruhtur.
Kurban Bayramı’nın ikinci günü zevâl vakti gelince Mescid-i Hayf civârındaki “Birinci Cemre”den
başlar ve üç şeytanı da taşlar.
Cemreler; Cemre-i Ûlâ,
Cemre-i Vustâ, Cemre-i Akabe olarak üçtür. Ûlâ,
ilk; Vustâ, ortadır.
Cemrelerde yaya olarak tekbirle yedişer taş atar ve
kendisi, ana-babası ve din kardeşleri için ayrı ayrı duâ ve istiğfar eder.
Sonra Cemre-i Akabe’ye gelir. Binit üstünde atar ve orada
duâ etmeden gider.
Bayramın Üçüncü günü zevâlden sonra, evvelki gibi üç
cemreyi atar ve isterse gurubdan (gün batmadan)evvel Mekke-i Mükerreme ye iner.
Guruba kadar kalmak mekruh olup, cezâsı yoktur. Eğer Minâ’da dördüncü günün fecri
doğarsa, o gün de şeytan taşlamak lâzımdır. Bu zevâlden önce olur. Gün doğmadan
taşlamak mekruhtur.
11-VEDÂ
TAVAFI
Minâ’dan Mekke-i Mükerreme’ye giderken mümkün olursa “Tahsib” denilen düzlükte dinlenir.
Sonra; Mekke-i Mükerreme’ye varıp Vedâ Tavafı’nı yapar. İki rekât namaz kılar.
Sonra Zemzem kuyusuna gidip, mümkünse suyu kendisi çeker, Beyt-i Şerif’e karşı,
ayakta kana kana içer. Arasında nefes alır. Gözünü Beyt-i Şerif’ten ayırmaz. Bedenine,
başına ve yüzüne Zemzem’i Şerif’den döker. Kıyâmet gününün susuzluğunu gidersin
diye niyet eder ve:
اَللَّهُمَّ اِنِّى اَسْئَلُكَ
عِلْماً نَافِعاً وَرِزْقاً واَسِعاً
وَشِفاَءً مِنْ كُلِّ داَءٍ وَسَقَمٍ
“ALLAHÜMME İNNÎ ES’ELÜKE RIZKAN VÂSİAN VE İLMEN NÂFİAN
VE ŞİFÂEN MİN KÜLLİ DÂİN VE SAKAMİN”
Mânâsı:“Allah’ım! Senden faydalı ilim, geniş
rızık, her türlü hastalık ve dertten şifâ dilerim”
diye duâ eder.
Beyt-i Şerif’in eşiğini öpmek müstehabdır. Mümkün olursa
Kâbe’nin içine girer, iki rekât namazdan sonra, yüzünü duvara koyup, Cenâb-ı
Hakk’a hamd ve istiğfar eder. Sonra tam edeple Beyt-i Şerif’in köşelerinde
hamd, tehlil, tesbih ve tekbir ederek Hak Teâlâ’dan dilediğini ister.
Sonra çıkıp Mültezem’e gelir, yüzünü, göğsünü koyar, Kâ’be
örtüsüne yapışır. Cenâb-ı Hakk’a hâcetlerini arz ederken şöyle yalvarır:
اَللَّهُمَّ
هَذاَ بَيْتُكَ الَّذِى جَعَلْتَهُ مُباَرَكاً وَهُدًىلِلْعاَلَمِينَ فِيهِ اياَتٌ
بَيِّناَتٌ مَقاَمُ اِبْراَهِيمَ وَمَنْ دَخَلَهُ كاَنَ اَمِناً الْحَمْدُ لِلّهِ
الَّذِي هَدَانَا لِهَـذَا وَمَا
كُنَّا لِنَهْتَدِىَ لَوْلا أَنْ هَدَانَا اللّه ُ اَللَّهُمَّ كَماَ هَدَيْتَناَ
كَذاَلِكَ فَتَقَبَّلْهُ مِناَّ وَلاَ تَجْعَلْهُ آخِرَ الْعَهْدِ مِنْ بَيْتِكَ
الْحَراَمِ وَارْزُقْنِىالْعَوْدَ اِلَيْهِ حَتَّى تَرْضَى عَنِّى بِرَحْمَتِكَ
ياَ اَرْحَمَ الرَّحِمِينَ
ALLAHÜMME
HÂZA BEYTÜKE’LLEZÎ CEALTEHÜ MÜBÂREKEN VE HÜDEN LİL’Â-LEMÎN FÎHÎ ÂYÂTÜN BEYYENÂTÜN MAKÂMÜ
İBRÂHÎM. VEMEN DAHALEHÛ KÂNE ÂMİNÂ* ELHAMDÜ
LİLLÂHİ’LLEZÎ HEDÂNÂ LİHÂZÂ VEMÂ KÜNNÂ LİNEHTEDİYE LEVLÂ EN HEDÂNA’LLAH. ALLAHÜMME
KEMÂ HEDEY-TENÂ KEZÂLİKE FETEKABBELHÜ MİNNÂ VELÂ TEC’ALHÜ ÂHİRAL-AHDİ MİN
BEYTİ-KE’LHARÂM VERZUKNİ’L-AVDE İLEYHİ HAT-TÂ TERZÂ ANNÎ BİRAHMETİKE YÂ
ERHA-MERRÂHİMİN.
Mânâsı: “Allah’ım, burası mübârek ve âlemlere
rahmet kıldığın Beyt-i Şerif’indir. Burada apaçık deliller vardır. Burası
İbrahim A.S.’ın makâmıdır. Kim oraya girerse emniyettedir. O Allah’a hamd olsun
ki bizi hidâyet etmemiş olsa, başka hidâyet edecek yoktur.
Allah’ım, bizi
hidâyet buyurduğun gibi, bunu bizden kabul et ve bu ahdimizi Beyt’inde son ahdimiz
yapmayıp, rahmetinle bizden râzı oluncaya kadar tekrar gelmek nasip eyle. Çünkü
sen, merhametlilerin en merhametlisisin”.
Mekk-i Mükerreme’de kalmayacak olanlar, Vedâ Tavafı’nı ve
namazını müteakip bildirildiği gibi Zemzem v.s. işlerden sonra yüzünü Beyt-i
Şeriften ayırmadan, hasretle ağlayarak geri geri Harem-i Şeriften çıkar.
* * *
HACC-I
KIRÂN
Hacc-ı Kırân’a niyet eden kimse bir ihramda umre ve hac
yapar.
İhram giyip, iki rekât namaz kılar, sonra:
اَللَّهُمَّ
اِنّىِ اُرِيدُالْعُمْرَةَوَالْحَجَّ فَيَسِّرْهمُاَ لِى وَتَقَبَّلْهُماَ مِنِّى
نَوَيْتُ
الْعُمْرَةَ وَالْحَجَّ وَاَحْرَمْتُ بِهِماَ لِلَّهِ تَعاَلَى
لَبَّيْكَ
بِعُمْرَةٍ وَ حَجٍّ
ALLÂHÜMME İNNÎ
ÜRÎDÜ’L UMRETE VE’L HACCE FEYESSİR HÜMÂ LÎ VE
TEKABBEL HÜMÂ MİNNÎ
NEVEYTÜ’L-UMRETE VE’L-HACCE VE EHRAMTÜ BİHİMÂ LİLLÂHİ TEÂLÂ. LEBBEYKE BİUMRETİN
VE HACCETİN.
Manası:
“Allahım! Senin rızan için umre ve haccetmek
istiyorum. Bunları bana kolay kıl ve benden kabul buyur. Allah rızası için umreye
ve hacca niyet ettim ve ikisi için ihram giydim. Allah’ım! Emrine boyun eğdim,
umre ve hac dâvetine icâbet ettim” diye niyetlenir,
duâ ve telbiye eyler.
Mekke-i Mükerreme’ye girince umre tavafından başlayıp,
İzdibâ ve Remel eder.
Tavaf namazından sonra Safâ’ya çıkıp, Sa’y ve Hervele
eyler; bununla umre tamam olur.
Bundan sonraki vazifeler tamamen Hacc-ı İfrad’ın aynıdır.
Şu var ki Hacc-ı Kırân’a niyet edenin kurban kesmesi vâciptir. Bu kurban, umre
ve haccın edâsına nâil kıldığı için Cenâb-ı Hakk’a teşekküren kesilir.
Bildiğimiz kurban değil, dem-i kırândır.
Koyun, Keçi gibi bir kurban keser veya deve ve sığıra
yedide bir hissedâr olur. (Deve ve sığır olması efdaldir)
Kurban bulamayan (üç günü bayramdan evvel, yedisi teşrik
günlerinden sonra olmak üzere (Mekke dışında olsa da.) on gün oruç tutar.
Eğer bayramdan evvel üç gün tutamazsa, kurban kesmek
lâzımdır. Artık oruç veya sadaka kâfi gelmez.
* * *
HACC-I
TEMETTÛ
Hacc-ı Temettû’ya niyet eden kimse, hac ile umreyi iki
ayrı ihramda edâ eder.
İhram giyince:
اَللَّهُمَّ
اِنّىِ اُرِيدُالْعُمْرَةَ فَيَسِّرْهاَ لِى وَتَقَبَّلْهاَ مِنِّى
نَوَيْتُ
الْعُمْرَةَ وَاَحْرَمْتُ بِهاَ لِلَّهِ تَعاَلَى
لَبَّيْكَ
اَللَّهُمَّ لَبَّيْكَ لَبَّيْكَ لاَشَريكَ لَكَ لَبَّيْكَ اِنَّ الْحَمْدَ
وَالنِّعْمَةَ لَكَ وَالْمُلْكَ لاَشَرِيكَ لَكَ
ALLAHÜMME İNNÎ ÜRÎDÜ’L-UMRETE FEYES-SİRHÂ LÎ VE TEKABBELHÂ MİNNÎ, NEVEYTÜ’L UMRETE VE EHRAMTÜ BİHÂ
LİLLÂHİ TEÂLÂ. LEBBEYK ALLAHÜMME LEBBEYK LÂ ŞERİKE LEKE LEBBEYK İNNELHAMDE
VE’NNİ’METE LEKE VE’LMÜLK. LÂ ŞERİKE LEK.
Mânâsı:
“Allahım! Ben umre
yapmak istiyorum, onu bana kolay kıl ve benden kabul buyur. Umreye niyet ettim.
Bu niyetle Allah için ihram giydim. Allah’ım Emrine inkıyâd ettim; emir
senindir, şerîkin yoktur. Emrine boyun eğdim. Buyur Allah’ım Hamd sanadır.
Nimet ve mülk senindir, şerîkin yoktur”.
Mekke-i Mükerreme’ye girince yukarıda bildirildiği gibi
umre için tavaf ve sa’y eder.
Tıraş veya taksir ile ihramdan çıkar. Mekk-i
Mükerreme’de ihramsız, münâsip bir elbise ile dilediği kadar tavaflar eder.
Hacc-ı Temettû’da Kudüm tavafı yoktur. Hanımıyla beraberlik dâhil hepsi helâl
olur.
Zilhicce’nin 8. (Terviye) günü, Minâ’ya çıkarken hacca
niyetlenir yeniden ihrama girer ve Hacc-ı İfrrad’da bildirilen vazifeleri ifâ
eder.
Hacc-ı Temettû yapanın kurban kesmesi vacibdir.
UMRE
Umre; İhram, Tavaf, Sa’y ile hasıl olur; Tıraş veya Taksir
ile son bulur.
Umre, Hacc-ı Asgar’dır. (Küçük hac)
Hariçten gelen, umre için ihramı Mikât’ta giyer. Mekke-i
Mükerreme’de bulunan ihram için en yakın Mîkat olan Mescid-i Ten’im’e gider.
İhramlı tavafın 4 şavtı farz, 3’ü vâcibdir. İhramsız umre
olmadığı gibi, rükün (farz) terkedilirse, bedeli olmaz; vâcib terkedilirse ona
kurban bedel olur.
Bildirilen bu dört kısımdan gayrisi sünnet ve âdâbdır.
Haccın sünnet ve edebleri umrenin de sünnet ve âdâbıdır.
Onları terk eden, günâh kazanır; başka şey lâzım gelmez.
Umre, müekked sünnet olup, senenin cümle vakitlerinde
câizdir; Ramazan-ı Şerif’de mendûb-dür.
Umre eden tavaf ve sa’y ederken, hacceden gibidir.
Arefe günü, kurban kesme günleri ve teşrik günleri (Cem’an
beş gün) umre yapmak mekruhtur.
Tavafın 4 şavtından önce hanımıyla cem olanın umresi fâsit
olur.
* * *
MEKKE-İ
MÜKERREME’DEKİ YASAKLAR
Mekke civarının otları koparılmaz; hayvanları avlanmaz;
haramdır. Bu yasak daimîdir hacca veya umreye mahsus değildir...
KADINLARIN
HACCI
Kadınlar hac işinde erkekler gibidir. Sadece ihramda âdeti
üzere giyinmiş olur, telbiyede ses çıkarmaz; tavaf’da remel, sa’y’de hervele
etmezler. İhramdan çıkmak için taksir ederler (Saçlarının ucundan biraz
keserler). Hacer-i Şerif’i istîlâm için erkeklerin arasına sıkışmazlar.
Hayızlı olan kadın, Ziyâret Tavafı’ndan başka haccın bütün
rükünlarını yapar. Tavafı sonraya bırakır. Bu gecikmeden dolayı kendisine
kurban veya başka bir cezâ lâzım gelmez.
Ziyâret Tavafından sonra hayız görenden Vedâ Tavafı sâkıt
olur. (Yerlilerde olduğu gibi...)
Kurban kesme günlerinde tavaf yapacak kadar temiz halde
bulunup da tavaf etmediyse vacibi terkinden dolayı dem (kurban) lâzım gelir.
Hayızlı iken tavaf etse dem lâzım gelir. (Deve yahut sığır
kurban eder.)
* * *
HACCIN FAZİLETİ
Hadis-i Şerif
Mealleri:
*Hac veya umre niyetiyle evinden çıkıp da yolda ölen
kimsenin defterine kıyâmete kadar her sene hac ve umre sevâbı yazılır.
*Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’de ölenler hesaba
çekilmezler; onlara, “Buyur Cennet’e!” denilir.
*Makbul hac, bütün varlığıyla dünyadan hayırlıdır. Makbul
haccın mükâfâtı ancak Cennet’tir.
*Hac ve umre edenler, Allahü Teâlâ’nın cemââtı ve
ziyâretçileridir; Allahü Teâlâ, onların istediklerini verir, istiğfar ederlerse
affeder, dua ederlerse kabul eder. Şefâat ederlerse şefâatları makbul olur.
* Arafat vakfesinde bulunup da Allahü Teâlâ’nın kendisini
mağfiret etmediğini zannetmek, en büyük günâhıtır.
*Şu Beyt’e (Kâbe’ye) her gün 120 rahmet iner. 60’ı tavaf
edenlere, 40’ı namaz kılanlara, 20’si Beyt’e bakanlara verilir.
*Kâbe’yi çok tavaf edin! Zira bu (tavaf), kıyâmet günü
amel sahifelerinin en kıymetlisi ve en bereketlisidir.
*Bu Beyt’i yedi kere başı açık, yalın ayak tavaf eden, bir
köle âzad etmiş gibidir. Yağmur altında yedi kere tavaf etmek, geçmiş
günâhların mağfiretine sebeptir.
*Allah’ım, hacıları ve hacıların affını dilediği kimseleri
affeyle!
*Ali bin Muvaffak Hz. Rasûlüllah için haccetmişti. Sonra
Fahr-i Âlem’i rüyâda gördü; kendisine şefâatle kıyâmet günü cennete götüreceğini
müjdeledi.
*Ramazanda yapılan bir umre, benimle beraber yapılan hac
gibidir.
*Haşr günü kabirden ilk kalkan benim! Sonra Bakî
Kabristanı’na giderim; oradakiler benimle haşr olurlar. Sonra Mekke halkına
giderim ve Mekke ile Medine arasında haşr olunurum.
*Bir kimse hac, umre, gazâ veya cihad niyetiyle yola
çıksa, bu ibâdetleri edâ edemeden vefat etse, Allahü Teâlâ ona hac ve umre
sevabı verir. Mücahid için de gazâ sevabı ihsan olunur.
*Mekke yolunda giderken veya gelirken vefat eden kimsenin
geçmiş günâhlarını Allahü Teâlâ affeder. O kimsenin amel defteri açılmaz. Onun
için mizân kurulmaz, hesab ve azab görmeden cennete girer. (Şir’a)
*Kim ki, sıcak yaz gününde Beyt’i Şerif’i yedi kere tavaf
eder, Hacer-i Esved’i istilâm eder ve dünya kelâmı ile değil de Allah’ı zikirle
meşgul olursa, o kimsenin her adımı için yetmişbin günâhı affedilir. Mânevî
mertebesi yetmişbin derece yükseltilir. (Muhtasar Hac
Rehberi)
*İslâm olmak geçmişi af ve mağfirete sebep olduğu gibi,
hicret ve hac da öyledir.
*Kadınlar için cihadın efdali, kabul olunmuş hacdır.
*Hacceden kişi cimâ ve büyük günah işlemedikçe, anadan
doğmuş gibi günâhsız döner.
*Haccedin, muhtaç olmazsınız. Sefer edin sıhhat
bulursunuz.
*Hac zenginlikle, zinâ da fakirlikle anlaştı.
Büyüklerin Sözleri:
*Ramazan-ı Şerif’in, muharebenin ve haccın sonunda ölenler
şehittir. (Hasan-ı Basrî Hz.leri)
*Hacılar mağfiret edildiği gibi, Zilhicce, Muharrem, Safer
ve Rabiülevvel’in yirmisine kadar, kimler için mağfiret dileseler, onlar da
affedilirler. (Hz. Ömer R.A.)
*Kâbe’de bir gün
oruç, hariçte yüz bin gün oruca; orada bir dirhem sadaka, hariçte yüz bin
dirheme bedeldir. Her ibâdet ve iyilik de böyledir. (Hasan-ı
Basrî Hz.)
RAVZA-İ
MUTAHHARA’DA DUÂ:
Rasûlülah’ın Ravza’sı başında duâ eden
bir ârâbî:
“Yâ Rabbî! Sen sevgililerinin kabri başında kölelerin
âzâd edileceğini ferman buyurdun. İşte ben Habîbi’nin kabri başındayım, beni
âzâd et”! diye yalvardı. Bir nidâ geldi:
-Yalnız seni mi âzâd
edeyim! Habibimin mânevî huzûrunda bütün mahlûkâtın kurtulmasını dilesen kabul
olunurdu... Ayrıl artık oradan! Seni Cehennem’den âzâd ettim.”
(Ravza kitabından)
* * *
HACCIN FARZ
OLMASININ ŞARTLARI:
1- Müslüman,
2- Akıllı,
3- Hür,
4- Mükellef,
5- Mâlî
durumu müsâit olmak,
6- Vakit...
Kendisinde bu şartlar bulunan, hac farîzasını edâ edecek vakte erişmiş olmak.
HACCIN
EDÂSININ ŞARTLARI:
1- Sıhhat
(Göz ve beden selâmeti),
2- Yol
emniyeti,
3- Kadınlar,
mahremiyle beraber olmak ve
4- İddetleri
tamam olmak,
5- Hapis
gibi mânîleri olmamak.
HACCIN
FARZLARI:
1- Arafat’ta
vakfe,
2- Ziyâret
tavafı.
HACCIN
VÂCİBLERİ:
1- İhrama
Mîkat’ta girmek,
2- Arafat’ta
güneş batasıya kadar kalmak,
3- Bayram
günü imsak bitiminden gün doğumuna kadar Müzdelife’de vakfe etmek (durmak),
4- Şeytan
taşlamak,
5- Hacc-ı
Kırân ve Hacc-ı Temettû yapanlar, kurban kesmek,
6- Halk
veya taksir (Tıraş veya kısaltma) yapmak,
7- Tıraşı
Harem dahilinde ve Bayram günü olmak,
8- Şeytan
taşlamayı tıraştan evvel yapmak,
9- Kurbanı
şeytan taşlamayla tıraş arasında kesmek,
10- Ziyâret
Tavafı’nı Bayram günleri (vakfeden sonra) yapmak,
11- Sâ’yi
hac ayları olan Şevval ve Zi’lkâde ile Zi’lhicce’nin ilk on gününde yapmak,
12- Sa’yi
mûteber bir tavaftan sonra yapmak, (Muteber tavaf, dörtten az olmayandır. Zira
şavt’ın 4’ü farz, 3’ü vaciptir.)
13- Ziyâret
tavafının son üç şavtını tamamlamak,
14- Özürsüzler,
sa’yi yürüyerek yapmak,
15- Sa’ye
Safâ’dan başlamak,
16- Âfâkî
(Uzaktan gelen)ler Vedâ Tavafı etmek,
17- Tavafa
Hacer-i Esved’den başlamak,
18- Kâbe’yi
sola alarak tavaf etmek,
19- Özrü
olmayanlar, tavafı yürüyerek yapmak,
20- Tavaf’ta
abdestli olmak,
21- Tavaf’ta
avret mahalli görünmemek,
22- Tavaf’ı
Hatîm’in dışından yapmak,
23- Tavaf
tamam olunca iki rekât namaz kılmak,
24- İhramlıya
yasak olan şeyleri yapmamak,
Bunlardan birini terk edene -hemen kesmek üzere- cinâyet
kurbanı lâzım gelir. (Nimet-i İslâm)
HACC’IN
SÜNNETLERİ:
1- İhram
giyerken boy abdesti veya abdest almak,
2- İki
rekât namaz kılmak,
3- Beyaz
İzâr ile Ridâ tutunmak,
4- Koku
sürünmek,
5- İhram
giyince orta sesle çokça telbiye etmek,
6- Telbiyeleri
üçer defa yapmak,
7- Salavât-ı
şerife getirmek,
8- Cenâb-ı
Hakk’a dua ve niyazla yalvarmak,
9- Mekke-i
Mükerreme’ye girmek için boy abdesti almak,
10- Mekke-i
Mükerreme’ye gündüz ve yüksek cihetten girmek,
11- Beyt’i
Şerif’i görünce duâ etmek,
12- Beyt’i
Şerif’in civârında tekbir ve tehlil etmek,
13- Âfâkî
(Dışardan gelen)ler hac ayları olmasa da Kudûm Tavafı yapmak,
14- Tavaf’ta
erkekler İzdibâ etmek (İhramda omuz açmak),
15- Tavafın
ilk üç şavtında erkekler, Remel yapmak (Sür’atlenmek),
16- Sa’yde
erkekler iki yeşil direk arasında Hervele etmek (Koşmak),
17- Sa’yin
Hervele mahallinden başka yerde yavaş yürümek,
18- Çokça
tavaf etmek,
19- Zilhicce’nin
7. günü öğle namazından sonra imam, Mekke-i Mükerreme’de hutbe okumak,
20- Zilhicce’nin
8. günü gün doğduktan sonra Mekke-i Mükerreme’de Minâ’ya çıkmak,
21- O
gece Minâ’da kalmak,
22- Zilhicce’nin
9. günü gün doğunca Minâ’dan Arafat’a çıkmak,
23- Arefe
günü Arafat’ta öğlenin ardından ikindinin farzını bir ezan iki kaametle kılıp,
huşû ile ağlayarak kendisine, ana-babasına bütün din kardeşlerine, dünya ve
âhiret işleri için duâ etmek,
24- Güneş
batınca ağır ağır Arafat’tan Müzdelife’ye inmek,
25- Müzdelife’ye
inince kimseye mânî olmamak ve ezâ vermemek için vâdînin yüksekçe bir yerine
konmak,
26- Müzdelife’de
akşam namazını, sonra da yatsıyı peş peşe bir ezan iki kaametle kılmak, huşû
ile duâ etmek,
27- Bayram
sabahı Müzdelife’de kalmak,
28- Bayram
sabahı Minâ’ya inerek kurban günlerinde eşyâlarıyla beraber orada kalmak,
29- Cemre-i
Akabe’de taş atarken binitli, Cemre-i Ûlâ ve Cemre-i Vusta’da yaya olmak,
30- Cemre-i
Akabe’de taş atarken aşağı kısımda bulunup taşları aşağıdan yukarı atmak (Aksi
mekruhtur.),
31- Şeytan
taşlarken Minâ’yı sağa, Mekke-i Mükerreme’yi sola almak,
32- Şeytan
taşlamayı, ilk gün, gün doğumu ile zeval arası, diğer günler zeval ile gün
batımı arası yapmak,
33- Kurban
kesimi gününde imam, hutbe okuyup, haccın kalan kısmını izah etmek,
34- Minâ’dan
Mekke’ye gitmeye acele eden kimse, Zilhicce’nin 12. günü, yani Bayram’ın 3.
günü güneş batmadan gitmek,
35- Minâ’dan
Mekke’ye gelirken “Mahsab” denilen düzlükte bir müddet beklemek,
36- Mekke-i
Mükerreme’ye gelip de tavafı ve tavaf namazını edâdan sonra çokça Zemzem içmek,
37- Zemzemi
Beyt’i Şerif’e bakarak ayakta içmek,
38- Zemzemi
hem içmek, hem başına ve bedenine dökmek,
39- Mültezem’e
(Hacerü-l-Esved ile Kâbe kapısı arasına) göğsünü ve yüzünü sürmek,
40- Kâbe
örtüsüne yapışıp dilediği duâyı okumak,
41- Beyt’i
Şerif’in içine, kimseyi incitmeden girmek, mümkün olursa tâzimle girip iki
rekât namaz kılmaktır.
HACCIN
EDEBLERİ:
1- Hac
edecek insan, borçlarını öder,
2- Günâhlarına
tevbe eder,
3- Kusur
ettiği ibâdetleri kazâ eder,
4- Vasiyetnâmesini
yazar,
5- Helâl
mal ile gider,
6- Helâl
maldan, (yol ihtiyacını ve fakirleri gözetlemek için) fazlaca alır,
7- Yola
çıkmadan önce, selâmete sebep olsun niyetiyle sadaka verir,
8- İyi
arkadaşlar bulur,
9- Sevdiklerine
vedâ eder, onlardan hayır duâ ister, “Emânetimi ve işlerin sonunu Allahü
Teâlâ’ya ısmarlıyorum” der. Onlar: “Allah seni korusun, takvanı artırsın,
korktuklarından emin etsin, haccını mübârek eylesin” derler,
10- Evden
çıkarken iki rekât namaz kılar; 1.’de (Kâfirûn) 2.’de (İhlâs) sûrelerini okur.
Duâda “Ya Rabbi, Sana tevekkül ettim. Beni ve ehl-i iyâlimi belâlardan himâye
buyur. Beni hayırlı amellere muvaffak kıl.” der.
11- Kapıdan
çıkarken “Bismillâhi tevekkültü alellâhi Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi’l
aliyyil’azîm.” der. Ayrıca “Yâ Rabbî yüzümü sana döndüm. Beni takvâ ile
rızıklandır” niyâzında bulunur,
12- Yola
Perşembe veya Pazartesi günü çıkar, (Hac için Perşembe efdal” denilmiştir.)
13- “Günâhımı
affet” diye duâya devam eder,
14- Vasıtaya
binince “Bismillâhi mecrâhâ ve mürsâhâ...” âyetini okur ve Hak Teâlâ’ya hamd
eder.
15- Yolda
zikir ve Kur’an okumakla meşgul olur, kimseyle nizâ etmez,
16- Yükseklerden
geçerken hamd, tesbih, ve tehlîlde bulunur,
17- Korkulu
hallerde Âyetü’l-Kürsî’yi, Âme-ne’rrasûlü’yü, Felâk ve Nâs sûrelerini okur.
HACCIN
İBRETLERİ
Hac seferi, âhiret yolculuğuna benzer; bunda murad,
Kâbe’dir. Âhiret yolculuğundan maksat da, Kâbe’nin sâhibidir. Şu halde haccın hazırlık
halleri âhiretin hazırlık hallerini hatırlatmalı; çoluk-çocuğa, hâne halkına,
ahbâb-ü yârâna vedâ ederken, son nefesteki ayrılığı düşünmeli, bütün dünya
düşüncelerinden kesilip yola çıktığı gibi, ölüm hâli de böyledir demeli...
Yol hazırlığı tedârik ederken, yolda, sahrada çekilecek
eziyetleri göze aldığı gibi, daha uzun ve tehlikeli olan kıyâmet sahrasını da
düşünüp, o zamanki büyük ihtiyâca göre hazırlanmalı...
Çabuk bozulan azıklar işe yaramadığı gibi, riyâ karışan
amellerin de âhirette işe yaramadığını bilmeli...
Vasıtaya bindiğinde, tabutu hatırlamalı... Çünkü ölüm
yolculuğunda tabuta binilir. “Belki de vasıtadan inmeden tabuta binme zamanı gelir”
demeli... Bu yolculuğu, o yolculuğa azık yapmalı...
İhram giydiğinde âhiret yolcusunun elbisesi olan kefeni
hatırlamalı...
Yolda uğradığı meşakkatlerde Münker-Nekir ve kabirdeki
yılan ve akrepleri düşünmeli... Çünkü ölümden sonra, haşir gününe kadar, büyük
geçit, uzun sahra oradadır.
Kılavuzsuz yolculuk kolay olmayıp, yolda belâlara uğradığı
gibi, “İbadetin kılavuzluğu da insanı kabirde belâlardan kurtarır” demeli...
Yolda, sahrada iyâlinden ayrılıp, yalnız kaldığı gibi,
“Kabirde de böyle olacak” demeli...
“Lebbeyk” derken kıyâmet günü hitab-ı izzetin azametini ve
vereceği cevabı hatırlamalı... Hac yolunda harcadığı mal şüpheli iken LEBBEYK
diyene “Elindekileri sâhibine vermeden Lebbeyk demen kabul edilmez” denildiğini
bilmeli...
Tavaf ve Sa’y edenler, kendilerini padişahtan lütuf
bekleyen zavallılar gibi sarayın etrafını dolaşan, ihtiyaçlarını arz etmeğe
fırsat kollayan, sarayın önündeki meydanda gidip-gelip kendilerine şefaatçı
arayan veya padişahın gözüne takılıp da ihsan uman kimselere ve Safâ-Merve arasını
bu meydana benzetmeli...
Dünyanın dört bucağından gelen insanların Arafat’ta
toplanıp, çeşitli dillerde dilek ve duâda bulunmalarını, kıyâmet gününü Arasat
meydanında insanların toplanmasına benzetmeli...
“Kıyâmet günü insanlar bir meydanda toplanır, herkes kendi
nefsi ile meşgul olur, kabul veya reddedileceği hususunda büyük endişe duyar”
demeli...
Şeytan taşlamak, kulluk vazifesini ifa ve İbrahim Halîlullah’a
benzemektir. “O, burada şeytanı taşlamıştı” demeli, bozuk bir düşünce gelirse
onu şeytandan bilmeli, taş atıp belini kırmalı ve buna içten inanmalı.
Bu misâller insanın idrâki nisbetinde anlaşılır; ibâdeti,
sûretten kurtulur ve hayat bulur (Kimya-İ Saadet)
* * *
HAC HAKKINDA BİR
KAÇ MESELE
H.Ş: “CUMA’ya rastlayan Arefe’nin sevabı, Cuma’ya
rastlamayan yetmiş Hac’dan efdaldir.”
Tevbe Sûresi’nin 3. Âyetinde geçen (Büyük hac günü) kavl-i kerimini bu hadis-i şerif izah eder.
* * *
H.Ş.’de: “Haccettiğiniz vakit, umre; umre ettiğiniz vakit
de haccederek birbirini tâkip ediniz. İkisi arasındaki bu beraberlik, demirci
ocağı demirin kirini giderdiği gibi günâhları ve fakirliği giderir.
*
* *
Bir kimse Ana-babası adına onların emirleri olmadan hac
edebilir. Çünkü bu velâyet ve niyâbet değil, yapılan ibâdetin sevâbını onlara
bağışlamaktır.
*
* *
Adam ölür de vârisi veya oğlu, sonra vârislere mürâcaat
etmek üzere, kendi malından babası için haccederse; meyyit vasiyet etmişse câizdir.
Eğer terekeye mürâcaat etmemek üzere kendi malından babası
için haccederse, meyyitin emri olsa da câiz olmaz.
* * *
Meyyitin malından sülüsü (üçte biri) kifâyet ederse
memleketinden vekil gider. Değilse müsâit olduğu yerden hac olunur (vekil
tutulur).
* * *
Hac ile mükellef olan kimse, mükellef olduğu sene
haccetmek için çıkıp, yolda ölse; niyetinin ecrini alır, hac için vasiyet
etmesi lâzım gelmez...
* * *
Bir kimse vârislerinden birine “Terekemden şu kadar
masrafla nâmıma bedel olarak haccet” diye vasiyet etse, vefatından sonra o
vâris diğer vârislerin izni olmadıkça haccedemez. Vasiyet edilen mal, mirasa
dahil olur.
* * *
Hac için bedel gönderilecek kişinin daha önce kendi nâmına
haccetmiş olması Şafiî’ye göre şart, Hanefî indinde şart değildir. Bu ihtilâfa
binâen kendi adına haccetmiş, hac işlerini iyi bilen birinin gönderilmesi
evlâdır.
* * *