Peygamberler, insanlara Allahın verdiği en büyük nimetlerdendir. Hatta birincisidir. Allah’ı bilmek ve bulmakda ancak Peygamberler vasıtası ile mümkün olur. Peki kendisine hiç Peygamber daveti ulaşmayan insanların Ahiretteki durumu ne olur? Mes’uliyyetleri nedir? Akıbetleri ne olacaktır?
Bu hususda itikaddaki mezhep imamlarının uzun uzadıya mubahaseleri vardır.Hulasa olarak ibadeti öğrenemeseler bile kendi akılları ile Allah'ın varlığını bilmeleri vaciptir demişlerdir.
Fakat İmamı Rabbani hazretleri mektubatta (Mektubat-ı şerife 1.cilt 257) bu mes’eleyi uzun uzadıya anlattıkdan sonra;
“Bu mes’ele beni cidden düşündürdü. Kendisine herhangi bir sebeble (dağ başında olması gibi) hiç Peygamber daveti ulaşmamış biri imanı olmadığı için cennete gidemeyecek.üçüncü bir mahal de yok ki oraya gitsin. Bu durumda ebedi cehenneme gitmesi lazım. Ebedi cehennem de kalmasına gönlüm razı olmuyordu. Nihayet bana zahir oldu ki onlarda müşriklerin çocukları gibi hesapları görüldükten sonra toprak olup gideceklerdir” diyor.
Ebedi cehennemlik olmaktan kurtulmakda bir nimet.
Tabii bu ifadeler Peygamberlerin ne büyük nimet olduğunu da bize göstermiş oluyor. Zira onları bulmak ebedi cennete gitmeye vesile olduğu gibi dünyada da huzurun kaynağıdır. İnsana sadece aklının kafi gelmeyeceği mutlaka bir rehbere ihtiyacı olacağı da teyid edilmiş oluyor. Eğer aklı-maaş kafi gelseydi dünyanın en akıllı adamlarından kabul edilen Eflatun iman ederdi. İsa aleyhisselamın mensupları kendisini hidayete davet ettikleri zaman; “Biz hidayetde olanlarız, bizi irşad edecek birine ihtiyacımız yok.” demişti ( mektubat 3/23). En akıllı kabul edilenler bile Allah’ı bulamadığına göre dağ başındaki insanlar, kendilerine hiç Peygamber daveti ulaşmamış olanlar Allahı nasıl bulup bileceklerdir?
Bu günün insanları teknolojik imkanlarında yardımıyla İslam dininden lehde veya aleyhde haberdar oluyorlar.
Tabii burada bu günün müslümanlarına da büyük vazifeler düştüğü hatırdan çıkarılmamalı. Zira peygamberden haber vermek de o günün Müslümanlarının vazifesi.
Hatta burada sadece haber vermek değil yaşantısı, herkesin hak ve hukukuna riayet etmesiyle örnek bir hayat tarzı sergilemesi ve kendinden zuhur eden olgunluğun da peygamber efendimizden ve onun varislerinden geldiğini söylemesi gerekir. Bizim Peygamberimiz iyi idi demek kafi değil.İyi temsil etmek gerekiyor.
N. Yerlikaya
incemeseleler.com