Kadının, müsaadesi alınmadan evlendirilemez. Şayet izni alınmadan evlendirilirse kadın bu evlenmekte muhayyerdir:
İsterse kabül eder, isterse etmez ve nikahı bozabilir.
Peygamber Aleyhisselamın zamanında ensardan Hansa binti Rızam'ın babası, kızının rızasını almadan evlendirmişti. Bu nikahlanmadan memnun olmayıp razı olmayan ve dulolan Hansa, Pemgamber Aleyhisselama gelip şikayet etmiştir. Kadının bu şikayeti üzerine Peygamber Aleyhisselam onun nikahını geçersiz saymıştır.
Yine Resulüllah zamanında bir adam kızını birisine nikahlamıştı. Fakat kız daha önce birisini seviyor ve istiyordu. Kızın bu evliliğe razı olmadığı haberi Peygaberimize (s.a.v.) ulaştı. Hz. Resülüllah, babasının kıydığı nikahı iptal ederek, kızı istediği adamla evlendirmiştir.
Evlilikte yuvanın devamı karşılıklı anlaşma ve sevgiye dayanmaktadır. Bu sebeple baba, kızının fikrini sormalı ve rızasını almalıdır. Onun istemeyeceği bir evlilik hususunda zorlama yapmamalıdır.
Dul bir kadın, evlilik ile ilgili düşüncelerini bakireden daha rahat ifade edebilir. Bu sebeple er görmüş bir kadın, şahsı ile alakalı nikah işine izin vermiş olmalıdır ki, onun adına vekil veya velisi nikahını yapabilsin. Bülüğ çağına ulaşmış bulunan bir dulun süküt etmesi rıza sayılmamıştır. Bu sebeple onunla istişare etmek gerekir.
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !