Kocasının meşru olan arzularına güler yüzle itaat eden bir kadın, yuvanın saadetidir.
Bir hükümdarın pek çok cariyesi vardı. İçlerinde pek güzelleri olmasına rağmen, siyah ve pek güzel olmayan bir cariyeye fazlaca sevgi gösteriyor, bu hali de diğer cariyeler kıskanıyorlardı.
Hükümdar bir gün hepsini toplayıp, her birine değeri çok yüksek olan kristal bardaklar verdi. Cariyeler hayranlıkla bardaklara bakarken, hükümdar:
- Yere atın o bardakları ve kırın dedi. Hepsi - Efendimizin bu değerli hediyesini kıramayız, diye atıp kırmadılar. Dolayısıyla bir kristal bardağa hükümdarın arzusunu değişmiş oldular. Ancak o siyah cariye derhal yere atıp kırdı. Niçin kırdığı sorulduğunda:
- Bana efendimin kalbi lazım, kristal değil. Yeter ki onun kalbi kırılmasın, dedi.
Bu hadiseyle hükümdar, o siyah cariyeyi neden daha fazla sevdiğini diğerlerine göstermiş oldu.
İşte evli hanımlar da kocalarının meşru isteklerini yerine getirmekte ona itaat ederler ve "Mühim olan kocamın arzusudur" derlerse kendi mutluluklarını hazırlamış olurlar.
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
"Mü'min, Allah için (gösterdiği) takvadan sonra, iyi bir zevceden daha hayırlı bir fayda elde edememiştir. Şayet ona emretse itaat eder, (yüzüne) baksa kendisine sevinç verir, şayet onun (bir hareketi) üzerine yemin etse, kocasını haklı çıkarır, eğer on (un yanın) dan kaybolsa kendi nefsinde ve (kocasının) malında ona karşı hayırhah davranır."
(İbni Mace c. 1, s. 596).
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !