Bir kadın nafaka ve giyecek dışında kalan hususlarda, kocasından izin almadan, onun kazancını süse ve lükse sarf edemediği gibi, kocası istemezse fakirlere sadaka olarak da veremez. Verecek olsa sevabı kocasının, vebali kadının olur.
Kadın kocasının malından meşru surette nafakasını temin edeceği gibi, kocasının razı olabileceği miktarda malından sadaka verdiği takdirde sevap da kazanır. Bu hususta Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyorlar:
"Bir kadın, ev düzenini bozmayacak şekilde kocasının malından sadaka verirse, kendisi sadaka sevabı, kocası da kazanma sevabı alır."
Kadının gözetmesi gereken vaciblerden birisi de, kocasının malına karşı gevşeklik göstermemesi onu korumasıdır. Nitekim, Allah'ın Resulü buyurdu ki:
"Kadına, kocasının evinden ancak onun izni olduktan sonra yedirmek helal olabilir. Ancak bozulmasından korkulan yaş yiyeceklerden olursa verebilir. Eğer kadın kocasının rızasını aldıktan sonra yemeğinden yedirirse, kocaya yazılan sevap kadar kendisine de yazılır. Eğer onun izni olmaksızın yedirirse, yedirilenin sevabı kocaya yazılır, günahı ise kadına ... "
"Kadın, kocasının malı üzerinde titizlikle durmalı, olur, olmaz kimseye emanet ve itimat etmemeli, bu malların ne kadar zorluklarla kazanıldığını hatırından çıkarmamalıdır.
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !