بسم الله الرحمن الرحيم

{١٠٥} 

يَا خَيْرَ مَنْ يَمَّمَ الْعاَفُونَ سَـــاحَتَهُ

سَعْياً َوفَوْقَ مُتُونِ الأَيْنُقِ الرُّسُـــمِ

 Ey ol bir kimselerin en hayırlısı ki يَا خَيْرَ مَنْ
Muhtaçların taliplerin,
يَمَّمَ الْعاَفُونَ
kast edilenlerin en hayırlısı

Neyi kasd edilen?
O hayırlı olan kimsenin etrafı(sahası) سَـــاحَتَهُ

***
Ne olduğu halde muhtaçlar?
Koşarak olduğu halde سَعْياً
Daha ne olduğu halde?
Bastıkları yere iz
َوفَوْقَ مُتُونِ الأَيْنُقِ الرُّسُـــمِ
çıkaran develerin sırtları üzerine

Ey bastıkları yere iz çıkaran develerin sırtları üzerine ve koşarak olduğu halde muhtaçların taliplerin etrafı,sahası kast edilenlerin en hayırlısı.

 

{١٠٦} 

وَمَنْ هُوَ الآيَةُ الْكُبْرَى لِمُعْتَبِـِــرٍ

وَمَنْ هُوَ النِّعمَةُ الْعُظْمَى لِمُغْتَنـِــمٍِ

 Ey Nebiyi zişan وَمَنْ
O nebiyi Zişan
هُوَ
Nedir?
En büyük alamettir
الآيَةُ الْكُبْرَى
Kim için alamet?
İbret alan kimse için لِمُعْتَبِـِــرٍ

***
Daha?
Ey o Nebiyi Zişan وَمَنْ
O Nebiyi Zişan
هُوَ
Nedir?
En büyük nimettir النِّعمَةُ الْعُظْمَى
Kim için?
Vücudu şeriflerini ğanimet bilen kimse için لِمُغْتَنـِــمٍِ

O Nebiyi zişan ibret alan kimse için en büyük alamettir. Vücudu şeriflerini Ğanimet bilen kimse için en büyük nimettir.

 

{١٠٧}

سَرَيْتَ مِنْ حَرَمٍ لَيْلاً إلى حَــــرَمٍِ

كَمَا سَرَى الْبَدْرُ فِيِ دَاجٍ مِنَ الظُّلَمِ

 Sen gittin, gece yolculuğu yaptın سَرَيْتَ
Neden?
Mekkei Mükerremede ki haremi şeriften مِنْ حَرَمٍ
Nerede gittin?
Gecenin bir cüzünde لَيْلاً
Nereye gittin?
Diğer bir hareme,Kudüsdeki mescidi aksaya إلى حَــــرَمٍِ

***
Ne gibi gittin?
Gittiği gibi
كَمَا سَرَى
Ne?
Dolunay
الْبَدْرُ
Nerede gittiği gibi?
Karanlık gecede فِيِ دَاجٍ
Neden o karanlıklardan?
Zulmetlerden مِنَ الظُّلَمِ

Sen dolunayın karanlık gecede zulmetlerden gittiği gibi, gecenin bir cüzünde Mekkei Mükerremedeki haremi şeriften diğer bir hareme, Kudüsdeki Mescidi Aksaya gittin, gece yolculuğu yaptın.

 

{١٠٨} 

وَبِِتَّ تَرْقََىَ إِلىَ أنْ نِلْتَ مَنْزِلَــةًً

مِنْ قََابَ قَوْسَيْنِ لَمْ تُدْرَكْ وَلَمْ تُرَمِ

 Sen yükselir oldun وَبِِتَّ تَرْقََىَ
Nereye?
Nail oluncaya kadar إِلىَ أنْ نِلْتَ
Nereye?
Azim bir menzileye مَنْزِلَــةًً

***
Neden o menzile?
Kabı kavseyn makamından(iki yay miktarı) مِنْ قََابَ قَوْسَيْنِ
Öyle menzile ki?
İdrak olunmadı
لَمْ تُدْرَكْ
Daha?

Talep olunamadı
وَلَمْ تُرَمِ

Sen kabı kavseyn makamından idrak olunamayan, talep olunamayan azim bir menzileye nail oluncaya kadar yükselir oldun.

 

{١٠٩}

وَقََدَّمَتْكَ جَمِيعُ الأنْبِيَاءِ بِهــَـــا

وَالرُّسْلِ تَقْدِيمَ مَخْدُومٍ عَلَى خَــدَمِ

 Ey Nebi Zişan seni öne geçirdi وَقََدَّمَتْكَ
Kim?
Enbiyanın cemisi
جَمِيعُ الأنْبِيَاءِ
Nerede tekaddüm eyledi?
O makamda  بِهــَـــا

***
Daha kim geçirdi?
Rasullerin cemisi öne geçirdiler وَالرُّسْلِ
Nasıl?
Hizmet olunan kimsenin takdimi olarak تَقْدِيمَ مَخْدُومٍ
Ne üzerine takdim?
Hizmet ediciler üzerine عَلَى خَــدَمِ

Ey Nebi Zişan, seni Enbiyanın cemisi o makamda(kuduste) öne geçirdiler. Rasullerin cemisi hizmet olunan kimsenin hizmet edicilerin (taktim olunduğu)öne geçirildiği gibi.

 

{١١٠} 

وَأنْتَ تَخْتَرِقُ السَّبْعَ الطِّبَاقَ بِهِــمْ

فِي مَوْكِبٍِ كُنْتَ فِيهِ صَاحِبَ الْعَلَمِ

 Halbuki sen وَأنْتَ
Nesindir?
Yaransın تَخْتَرِقُ
Neyi?
Yedi kat semayı السَّبْعَ الطِّبَاقَ
Ne ile yarıyorsun?
O Peygamberler ile, ervahı enbiya ile بِهِــمْ

***
Nerede?
Bir topluluk içinde فِي مَوْكِبٍِ
Öyle topluluk ki?
Sen o cemiyet içinde idin كُنْتَ فِيهِ
Nedir idin?
Sancak sahibi idin صَاحِبَ الْعَلَمِ

Halbuki sen yedi kat semayı o Peygamberler ile, ervahı enbiya ile sancak sahibi olduğun topluluk içinde yaransın.


{١١١}

حَتَّى إِذاَ لَمْ تَدَعْ شَأْواً لِمُسْــتَبِقٍ

مِنَ الدُّنُوِّ وَلاَ مَرْقىً لِمُسْـــــتَنِمٍِ

 Nihayet sen terk etmedin, bırakmadın حَتَّى إِذاَ لَمْ تَدَعْ
Neyi?
Hiç bir nihai nokta شَأْواً
Kim için bırakmadın?
Yükselen kimse için لِمُسْــتَبِقٍ

***
Neden bırakmadın?
Allah'a yakınlaşmaktan مِنَ الدُّنُوِّ
Daha neyi bırakmadın?
Yükselecek yeri وَلاَ مَرْقىً
Kim için bırakmadın?
Yükselen kimse için لِمُسْـــــتَنِمٍِ

Nihayet sen yükselen kimse için Allah'a yakınlaşmaktan hiç bir nihai nokta bırakmadın ve yükselen kimse için yükselecek yeri bırakmadın.

 

{١١٢}

خَفَضْتَ كُلَّ مَقََامٍ بِاِْلإضــَـافَةِ إذْ

نُودِيتَ بِاِلرَّفْعِ مِثْلَ الْمُفْرَدِ الْعَلَــمِ

 Ya Rasulallah sen alçalttın aşağı bıraktın خَفَضْتَ
Neyi?
Her makamı, كُلَّ مَقََامٍ
insanın makamlarından olan her makamı

Ne ile aşağı bıraktın?
Nisbet ile بِاِْلإضــَـافَةِ
Niçin bıraktın?

***
Çünkü sen nida olundun
نُودِيتَ إذْ
Ne ile?
Yükselmek ile  بِاِلرَّفْعِ
Nasıl yükselmek?
Yüksek tek ey gibi(dağ gibi)
مِثْلَ الْمُفْرَدِ الْعَلَــمِ

Ya Rasulallah tek yüksek dağ gibiyükselmek ile nida olundun(yani kavmin içinde yükselen tek sensin), kendi makamına nisbet ile bütün insanın makamlarından olan her makamı aşağı bıraktın.

 

{١١٣}

كَيْمَا تَفُوزَ بِوَصْلٍ أيِّ مُسْــــتَتِرٍ

عَنِ الْعُيُونِ وَسِرٍّ أيِّ مُكْتَتَـــــمٍِ

 Niçin yükseldin?
Vasıl olmak, kavuşmak için كَيْمَا تَفُوزَ
Neye?
Gizli olan bir vuslata بِوَصْلٍ
Öyle gizli ki?
Ne azım gizli أيِّ مُسْــــتَتِرٍ

***
Neden gizli?
Gözlerden عَنِ الْعُيُونِ
Daha neye kavuşmak için?
Bir sırra وَسِرٍّ
Öyle gizli ki?
Ne azîm gizli أيِّ مُكْتَتَـــــمٍِ

Gözlerden gizli, ne azîm gizli olan bir vuslata ve ama ne azîm olan bir sırra vasıl olmak kavuşmak için yükseldin.

 

{١١٤} 

فَحُزْتَ كُلَّ فِخَارٍ غَيْرَ مُشْــــتَرَكٍ

وَجُزْتَ كُلَّ مَقَامٍ غَيْرَ مُزْدََحَمٍ

 Ya Rasulallah, sen kendinde topladın فَحُزْتَ
Neyi?
Övünmeye vesile olacak her şeyi
كُلَّ فِخَارٍ
Nesiz?
Hiç bir kimsenin iştirakı olmaksızın غَيْرَ مُشْــــتَرَكٍ

***
Daha?
Sen geçtin
وَجُزْتَ
Neyi?
Her makamı كُلَّ مَقَامٍ
Nesiz?
İzdihamsız
غَيْرَ مُزْدََحَمٍ

Ya Rasulallah, sen kendinde hiç bir kimsenin iştirakı(ortağın) olmaksızın övünmeye vesile olacak her şeyi topladın ve sen izdihamsız her makamı geçtin.

 

{١١٥} 

وَجَلَّ مِقْدَارُ مَا وُلِّيتَ مِنْ رُتـَــبٍ

وَعَزَّ إدْرَاكُ مَا أوُلِيتَ مِنْ نِعَـــمٍِ

 Çok celildir, azimdir وَجَلَّ
Ne?
Senin sahip olduğun şeyin miktarı مِقْدَارُ مَا وُلِّيتَ
Neden?
Manevi rütbelerden مِنْ رُتـَــبٍ

***
Daha?
Çok güçtür,zordur
وَعَزَّ
Ne?
Sana ihsan edilen şeylerin
إدْرَاكُ مَا أوُلِيتَ
anlaşılması

Neden?
Manevi nimetlerden
مِنْ نِعَـــمٍِ

Manevi rutbelerden senin sahip olduğun şeyin miktarı çok celildir, azimdir. Manevi nimetlerden sana ihsan edilen şeylerin anlaşılması Çok güçtür,zordur.

 

{١١٦}

بُشْرَى لَنَا مَعْشَرَ اْلإسْلاَمِ إنَّ لَنـَــا

مِنَ الْعِنَايَةِ رُكْناً غَيْرَ مُنْهـَـــدِمٍِ

 Bizim için müjdeler olsun بُشْرَى لَنَا
Ey İslam topluluğu
مَعْشَرَ اْلإسْلاَمِ
Niçin müjde olsun?
Muhakkak bizim için vardır إنَّ لَنـَــا

***
Neden?
Cenabı Hakkın inayetinden مِنَ الْعِنَايَةِ
Ne vardır?
Sapa sağlam bir rukun رُكْناً
Öyle rukun ki?
Yıkılmayacak olan مُنْهـَـــدِمٍِ

Ey İslam topluluğu, müjdeler olsun,muhakkak bizim için Cenabı Hakkın inayetinden yıkılmayacak olan sapa sağlam bir rukun vardır.

 

{١١٧}

لَمَّا دَعَا اللهُ دَاعِينَا لِطَاعَتِـــــه

بِِأكْرَمِ الرُّسْلِ كُنَّا أكْرَمَ الأُمَـــمِ

 Vahtaki davet etti لَمَّا دَعَا
Kim?
Hz. Allah اللهُ
Kimi davet eyledi?
Bizi davet eden Nebiyyi müctebayı دَاعِينَا
Neye davet eden?
Kendisine, Hz. Allah'a itaate لِطَاعَتِـــــه

***
Ne ile?
"Ekrami Rasül" ile بِِأكْرَمِ الرُّسْلِ
Biz olduk
كُنَّا
Nedir olduk?
Ümmetlerin en mükemmeli olduk أكْرَمَ الأُمَـــمِ

Vahtaki Hz. Allah bizi kendisine, Hz. Allah'a itaate davet eden Nebiyyi müctebayı taatına,kulluğuna davet etti,"ekrami rasül" ile biz de ümmetlerin en mükemmeli olduk.


   
© incemeseleler.com