1.Cilt 33.Mektubun Devamıdır

بسم الله الرحمن الرحيم

Öyle zafiyet ve savsaklama ki?
Şeriatın emirlerinde vaki olan وقع فى أمور الشريعة
Nerede?
Şu zamanda فى هذا الزمان
Daha?
Her bir futur وكل فتور
Zahir olan
ظهر
Nerede?
Dini yükseltmekte فى ترويج الملة
Daha?
Dini takviyede وتقوية الدين
Ancak o futur
إنما هو
Neden?
Kötü alimlerin kötülüklerinden من شؤم علماء السوء
Daha?
Onların niyetlerinin bozukluğundan وفساد نياتهم
Evet 
نعم
Eğer ulema olursa
إن كان العلماء
Nedir olursa?
Dünyadan rağbet edici راغبين عن الدنيا
Daha?
Azat olursa ومحررين
Neden?
Makam sevgisinden من أسر حب الجاه
Daha?
Baş olma sevgisinden والرياسة
Daha?
Mal husulu ve yükseklik وطمع المال والرفعة
husulu hırsında
Ulema
فهم
Kimden?
Ahiret ulemasından من علماء الآخرة
 Enbiyanın mirasıdırlar
وورثة الأنبياء

عليهم الصلوات والتسليمات
Salavat ve teslimat Enbiya üzerine olsun
 Ulema mahlukatın en faziletlisidir
وهم أفضل الخلائق
 Ol bir ulama ki
وهم الذين
Ulemanın Mürekkebi tartılır
يوزن مدادهم
Nerede?
 Kıyamet gününde يوم القيامة
Ne ile?
Şehitlerin kanı ile بدم الشهداء
Nerede şehit?
Allah yolunda فى سبيل الله
Tercih olunur
فيترجح
Ne?
 Ulemanın mürekkebi مدادهم
Daha?
 Alimin uykusu ونوم العالم
Nedir?
 İbadettir عبادة
 Tehakkuk edicidir
متحقق
Nerede?
 Ulema hakkında فى حقهم
 Ulema-ı ahiret öyle kimselerdir ki
وهم الذين
Onların nazarında güzel oldu
استحسن فى نظرهم
Ne?
Ahiretin camali جمال الآخرة
Daha?
Ahiretin güzelliği ونضارتها
 Zahir oldu
وظهرت
Ne?
Dünya çirkinliği قباحة الدنيا
Daha?
 Dünyanın adiliği وشناعتها
 Onlar ahirete bakarlar
فنظروا إلى الآخرة
Ne ile?
Beka nazarı ile بنظر البقاء
Daha?
 Dünyayı gördüler ورأوا الدنيا
Nedir?
Zeval damgası ile damgalanmış متسمة بسمة الزوال
Daha?
Fena damgası ile والفناء
 Cinsi şüphe yoktur ki
فلا جرم
 Ulema faniden kaçtılar
هربوا من الفانى
Daha?
 Onlar beka üzerine yöneldiler وأقبلوا على الباقى
 Ahiretin azametini müşahede
وشهود عظمة الآخرة
 Bu müşahede
إنما هو

ثمرة شهود الجلال اللايزالى
Evveli olmayan celal sahibi olan yüce zatı müşahedenin meyvesidir
Dünyayı zelil kılmak
وإذلال الدنيا
 Dünya içindekileri hakir görmek
وتحقير ما فيها
Nedendir?

 من لوازم شهود عظمة الآخرة
 Ahiretin azametini müşahedenin levazımındandır
 Muhakkak dünya ve ahiret
لأن الدنيا والآخرة
İki kumadır
ضرتان
İkisinden birini razi edersen
إن رضيت إحداهما
 Diğerini sen gadaplandırırsın
سخطت الأخرى
Eğer dünya olursa
فإن كانت الدنيا
Nedir olursa?
 Aziz olursa عزيزة
Ahiret hakirdir 
فالآخرة حقيرة
Eğer dünya olursa
وإن كانت الدنيا
 Hakir olursa
حقيرة
Ahiret azizdir
فالآخرة عزيزة
 Şu iki emir toplamak
وجمع هذين الأمرين
Nedendir?
 Zıtları toplamak kabilindendir من قبيل جمع الأضداد

( ع )
 Ne acayip güzel olurdu
ما أحسن
Ne?
 Din الدين
Daha?
 Dünya والدنيا
Toplanılmış olsa
لو اجتمعا
 Evet
نعم
İhtiyar etti
قد اختار
Kim?
Meşayıhten bir topluluk جمع من المشائخ
 Ol bir topluluk ki
الذين

تخلصوا عن أسر نفوسهم
Onlar nefislerinin esaretinden kurtuldular 

Daha?
 Tabiatlerinin iktizasından ومقتضيات طبائعهم
Nasıl?
Bilkülliye بالكلية
Neyi?
 Dünya ehlinin suretini صورة أهل الدنيا
Ne ile?
 Hak olan niyetlerin vasıtası ile بواسطة نيات حقانية
Sen zahirde onları görürsün
تراهم فى الظاهر
Nedir?
 Dünyadan çekip gidici راغبين فيها
 Lakin cinsi alaka yoktur
ولكن لا علاقة
Kim için?
Meşayıh için لهم
Ne ile?
Asla hakikatte dünya ile بها فى الحقيقة أصلا
Muhakkak onlar
بل هم
Küllisinden ayrılmışlardır
فارغون عن الكل
Daha?
Cemisinden kurtulmuşlardır ومتخلصون عن الجميع
 Raculler  
رجال
 O raculleri alı koymaz
لا تلهيهم
Ne?
 Ticaret تجارة
 Alışveriş
ولا بيع
Neden alı koymaz?
 Hz. Allah'ı zikirden عن ذكر الله
 Satış onları meni etmez
فلا يمنعهم البيع
Daha?
 Alış والشراء
Neden?
 Hz. Allah'ı zikirden عن ذكر الله
 Onlar
فهم
Nerede?
 Bu emir ile alakalı gibidirler فى عين التعلق بهذه الأمور
Ne olduğu halde?
 Alakalı olmadıkları halde غير متعلقين بشئ

قال الخواجه بهاء الدين النقشبند
 Hace Behauddin Nakşibendi buyurdu
Sırrı Allah takdis etsin 
قدس سره
 Ben Mina çarşısında gördüm
رأيت فى سوق منى
Kimi?
Bir taciri تاجرا
 Bir miktar ticaret yaptı
اتجر بمقدار
 Yaklaşık Elli bin Dinar mikdarı
خمسين ألف دينار تقريبا
Gafil olmadı
ولم يغفل
Ne?
Subhan olan Allahdan قلبه عن الحق سبحانه
Nasıl?
Bir an bile لحظة

Tercüme

Otuz üçüncü mektup Dünya muhabbetinin esaretinde olan kötü alimlerin kötülüğünü beyan ve dünyadan yüz çeviren takva sahibi olan ulemayı beyan hakkında Hacı Molla Muhammed Lahuri’yedir.

Muhakkak ulemadan dünyaya muhabbet ulemanın dünyaya ragbet etmesi onların güzel yüzleri üzerine siyah bir lekedir. Her ne kadar ulemadan mahlukat için bir takım faideler hasıl olsada kendileri hakkında ulemanın o ilmi menfaat vermez. Her ne kadar kendileri hakkında şeriatı tekid ve millet takviye o ulema üzerine bağlanmış olsada lakin iğtibar yoktur. Bazı zamanlarda Şeriatı tekid ve millet takviye Seyyidil enbiyanın Allah’ü teâlâ bu dîni, fâcir kimselerle de, elbette teyid eder diye haber verdiği gibi fucur ehlinden ve futur erbabından hasıl olur. Kötü ulema Haceri Faris gibidir. Her ne zaman haceri farise düz olan demir bir şey birleştirilse o demir ve düz olan şey altın olur. Halbuki taş tadı üzerine bakidir. Taşa ve ağaca konulan ateş gibidir. Alim için ateşten menfaatler hasıl olur. Lakin taşa ve ağaç içine koyulan şu ateşden taş ve ateş için cinsi şüphe yoktur. Muhakkak ben şu ilim onlar için zarar vericidir diye söylüyorum. İlim sahibi üzerine Nebi s.a.v. “Kıyamet günü azap cihetinden insanların en şiddetlisi ilmi ile Hz. Allah’ın menfaatlendirmediği alimlerdir” buyurduğu gibi ulema üzerine delil tamam oldu. O ilim nasıl zarar verici olmaz.

Muhakkak ilim Hz. Allah indinde eşyanın azizi ve mevcudatın en şereflisidir. Kötü ulema ilmi maldan, makam kazanmaktan, dost kazanmaktan alçak olan dünya metaını toplamaya vesile kıldılar. Halbuki dünya Hz. Allah indinde zelildir, o dünya hakirdir Hz. Allah indinde mahlukatın en bugz edilmişidir. Ol bir şeyi zelil kılmak ki, o şey Hz. Allah indinde azizdir. Ve ol bir şeyi aziz kılmak ki, o şey Hz. Allah indinde zelildir, çirkinliğin en nihayetindedir. Muhakkak şu fiil Subhan olan Hz. Allah’a hakikatte muarazadır. Ders okumak ve fetva vermek sırf Allah için halis oldukları zaman ve makam sevgisi şaibesinden baş olma sevgisinden mal husulu ve yükseklik husulu hırsından hâli oldukları zaman menfaat verici olurlar. Şu mezkurattan ders okumak ve fetva vermekten hâli olduğu zaman dünyadan yüz çevirmek ve dünyaya rağbet etmemektir.

Ol bir ulema ki, dünya muhabbetinin esaretinde şu belaya mübtela olmuşlar onlar dünya ulemasındandır. Kötü alimlerdir. İnsanların en şerlileridirler. Din hırsızıdırlar. Halbuki onlar nefislerini dinde kendilerine uyulmuş ve mahlukatın cemisinin en faziletlisi itikad ederler. Onlar azim bir şey üzerinedirler. Onlar yalancıdırlar. Onlar üzerine şeytan galip gelmiştir. Şeytan onlara Hz Allahın zikrini unutturmuştur. Onlar şeytanın ordusudur. Muhakkak şeytanın orduları hüsrana uğratıcıdırlar.

Büyüklerden bir kimse şeytanı kalbi dalalete düşürmek ve azdırmaktan boş olduğu halde oturucu olarak gördü. Ve şeytana kalbi boş olduğu halde oturmasının sırrından sual etti. Şeytan-ı Lain dedi ki “muhakkak şu zamanda kötü alimler benim işimde azim bir yardımla bana yardımcı oldular. Saptırmak ile onlar benim için kefil oldular. Hatta beni kalbi boş kıldılar.” Hak olan şu zamanda Şeriatın emirlerinde vaki olan her bir savsaklama ve zafiyet Dini yüceltmek ve takviyede zahir olan her bir futur kötü alimlerin kötülüklerinden ve niyetlerinin bozuk olmasındandır.

Evet eğer alimler dünyadan rağbet edici makam sevgisinden baş olma sevgisinden mal husulu ve yükseklik husulu hırsından azad olursa o alimler ahiret ulemasındandır. Muhakkak evliya enbiyanın mirascılarıdır. Salat ve teslimat enbiya üzerine olsun. O ulema mahlukatın en faziletlisidir. Ol bir ulema ki, o ulemanın mürekkebi kıyamet günü Allah yolunda olan şehidin kanı ile tartılır. Ulemanın mürekkebi tercih olunur. Alimin uykusu ibadettir. Ulema hakkında bunlar tahakkuk edicidir. Ahiret uleması ol bir kimselerdir ki, onların nazarında ahiretin yüzü güzel oldu. Dünyanın adiliği çirkinliği onların nazarında zahir oldu. Onlar ahirete beka nazarı ile baktılar. Dünyayı zeval ve fena damgasıyla damgalanmış gördüler. Cinsi şüphe yoktur ki, onlar faniden baki üzerine yöneldiler kaçtılar. Müşahede ahiretin azametidir. Ancak bu evveli ve olmayan ezeli olan celal sahibi olan yüce zatı Müşahedenin meyvesidir. Dünyayı ve dünya içindekileri hakir ve zelil kılmak ahiretin azametinin levazımındandır. Muhakkak dünya ve ahiret iki kumadır. İkisinden birini razı edersen diğerini sen gadaplandırırsın. Eğer dünya aziz olursa ahiret hakir olur. Eğer dünya hakir olursa ahiret aziz olur. Şu iki emri toplamak zıtları toplamak kabilindendir.

Şiir
Din ve dünya ictima edilmiş olsa ne acayip güzel olurdu!

Evet meşayıhden bir topluluk ihtiyar etti. Ol bir meşeyıh ki, onlar nefislerinin esaretinden ve bil külliye tabıatlarının iktizasından kurtuldular. Dünya ehlinin sureti hak olan niyetlerini vasıtası ile sen onları zahirde dünyadan çekip gidici görürsün. Lakin cinsi şüphe yoktur ki, meşayıh için hakikatte asla dünya ile alaka yoktur. Muhakkak onlar cemisinden kurtulmuş küllisinden ayrılmışlardır.Ol bir racüller ki, hiç bir alışveriş onları Hz. Allah’ı zikirden alıkoymaz. Onları alış satış Hz. Allah’ı zikirden men etmez. Onlar hiçbir şey ile alakalı olmadıkları halde bu emir ile alakalı gibidirler. Hace Behauddin Nakşibendi (k.s.) Ben nina çarşısından bir taciri yaklaşık ellibindinar mikdarı ticaret yapar gördüm onun kalbi subhan olan Hz. Allahdan bir an bile gafil olmadı buyurdu.

   
© incemeseleler.com