(Sevaim) - ki, saimenin cem'idir - alûfenin zıddıdır. Ahırda beslenen hayvanlara alûfe (1), kırda yayılarak beslenen hayvanlara da saime denir.
Alûfelik ve saimelik, senenin - en çok - müddeti itibariyledir. Senenin en çok zamanını ahırda - yem yiyerek - geçiren hayvanlar (alûfe) olduğu gibi, senenin ekser müddetini kırda yayılan, hayvanlar da (saime) dir.
Senenin en çoğunda ve hattâ yarısında, alûfe olanlar (saime) sayılmadığı gibi, hususî otlaklarda, mer'a parası verilerek, yaydırılan hayvanlar dahi, (saime) sayılmaz.
Saime olan hayvanlardan, zekâtla alâkalı olan, yalnız şu üç nevi hayvandır: Deve, sığır, ganem.
(İbil), develerdir.
(Bakar), mandaya da şâmil olmak üzere, sığırlardır.
(Ganem), koyunlar ve keçilerdir.
Atlar, katırlar ve eşekler, saime dahi olsalar, onların zekâtı olmaz.
Meğer ki, bunlar, ticaret için, edinilmiş olsunlar.
Ticaret için beslenen, her nevi hayvanlar, alûfe bile olsa, urûzdan mâdut olmakla, zekâtla ilgili olabilir.
Nitekim, zikrolunan saimenin, saime olarak zekâtla alâkalı olması, binmek veya yük yüklemek, yahut ticaret etmek için olmayıp ta, mahza üretmek ve süt vermek için, edinilmiş olması şarttır.
Alûfeye ve çalıştırılan ve yük taşıtılan, sığır ve deve saimelerine zekât olmadığı gibi, ticaret ve et için saime olan davara dahi, ticaret zekâtından başka, zekât lâzım gelmez.
Ticaret için olan mallarda urûz ahkâmı câri olmakla, onda alûfelik dahi, zekâta mâni olmaz.
Sâimede ve zekâtla alâkalı sair mallarda, nisâbın aşağısına, zekât terettüp etmediği gibi, nisabın mülk olması dahi meşrut bulunduğundan - vakıf olan sevaime - dahi, zekât terettüp etmez.
Milk olan ve nisâba bâliğ bulunan mezkûr üç nevi saimenin, erkekleri ve dişileri ve muhtelitleri, zekâta tâbidir.
------------------
(1) Buradaki alûfedir. Yem mânâsına olan alefin, cemi ulûfedir. Vaktiyle, Yeniçerilere verilen aylıklara, (ulûfe) denirdi.